karış karış dolaşmak

karış karış dolaşmak

her yeri gezmek: “Ben Türk köylerini karış karış dolaştım, bilirim.” -A. Gündüz.


karış karış dolaşmak ile benzer kelimeler

karış karış

zf. Bir şeyi her yönüyle, inceden inceye, hiçbir tarafını ihmal etmeksizin.

karış karış bilmek

en ince ayrıntısına kadar biliyor olmak: “Buraların girdisini çıktısını, deliğini kovuğunu karış karış bilir.” -H. R. Gürpınar.

ağızdan ağıza dolaşmak (veya geçmek)

bir söz herkes arasında söylenilmek: “Gazeteye yansıyan haber ağızdan ağıza geçerken açıklığını hemen hemen tamamen kaybetmiştir.” -Halikarnas Balıkçısı.

arkasında dolaşmak (veya gezmek)

bir işi yaptırmak için ilgili veya yetkili bir kimsenin uğradığı yerlere giderek görüşme fırsatı aramak.

avare dolaşmak

işsiz güçsüz, başıboş, aylak dolaşmak.

ayağı (veya ayakları) dolaşmak

yürürken telaştan ayakları birbirine takılmak.

ayağına dolanmak (veya dolaşmak)

1) başkasına yapmayı tasarladığı kötülük kendi başına gelmek; 2) iş yapmakta olan birine engel olmak, yürümesine engel olmak.

ayakaltında dolaşmak

bir işe yaramadığı hâlde herkesin işine engel olacak bir biçimde ortalıkta dolaşmak.


"karış karış dolaşmak" karakter analizi

  • karış karış dolaşmak, 20 karakter ile yazılır.
  • k harfi ile başlar, k harfi ile biter.

Karakter dağılımı

  • 'k', 'a', 'r', 'ı', 'ş', ' ', 'k', 'a', 'r', 'ı', 'ş', ' ', 'd', 'o', 'l', 'a', 'ş', 'm', 'a', 'k', şeklindedir.
  • karış karış dolaşmak kelimesinin tersten yazılışı ' kamşalod şırak şırak' diziliminde gösterilir.

(a,d,k,l,m,o,r,ı,ş) harflerinden ile oluşan bazı kelimeler

yoklaşdırmak

Yoklamak, araştırmak.

sırdaş olmak

sırrını paylaşmak: “Bu kolay işi güçleştirme yavrum; arkadaş ol benimle, sırdaş ol.” -T. Oflazoğlu.

ödeme koşulları
İng. paying terms

Konut edinmek amacıyla bir konut bankasından ödünç almış olan kimsenin, aldığı parayı ne

otlarda kızışma
İng. fermentation in hay

Yüksek nem taşıyan yemlerde, depolanma sırasında bitkideki enzim ve mikroorganizm

odaklaştırmak

(-i) fiz. 1. Bir ışık demetini veya elektron akışını bir noktaya toplamak. 2. mec. Odak durumuna getirmek.