karşılıklı irkilim

karşılıklı irkilim İng. mutual induction

Mıknatıssal bağlaşımlı iki çevrimden birindeki akım değişimi ile, ötekinde bir yük-süren kuvvet uyarma.


karşılıklı irkilim ile benzer kelimeler

akımmıknatıssal irkilim

İng. electromagnetic induction

Bir elektrik çevriminden geçen mıknatıssal akıyı değiştirerek bu çevrimde bir yük-süren kuvvet uyarımı.

artık irkilim

İng. residual induction

Doyurucu mıknatıslama alanı kalktıktan sonra bir denekte kalan mıknatıssal irkilim.

irkilim

İng. induction

Bir çevrimden geçen mıknatıssal akının değiminin, o çevrimde uyardığı yük-süren kuvvet, anlamdaş doğuşum.

irkilim kangalı

İng. induction coil

Düşük bir doğru gerilimi yükselten boş göbekli bir tür dönüştüreç. Birincil kangaldaki akım açılıp kesildikçe ikincil kangalda yüksek bir gerilim doğar.

mıknatıssal irkilim

İng. magnet o electric induction

Mıknatıssal akının değişimi ile yük-süren kuvvet oluşumu.

doğmaca karşılıklı kırışık dil

Fr. Langue plicaturée symétrique congénitale.

eksik karşılıklı ödün ilkesi

İng. less than full reciprocity principle

Tarafların gelişmiş ve az gelişmiş ülke olması durumunda ilk karşılıklı ödünden sonra da az gelişmiş ülkenin tarifelerinin gelişmiş ülkenin tarifesine göre yüksek olabilmesine izin veren ilke. krş. karşılıklı ödün i...

karşılıklı

sf. 1. İki kişi veya iki topluluğun arasında geçen ve karşılaşılan harekete eş değer bir hareketle beliren, mütekabil: Karşılıklı yardım. Karşılıklı saygı. 2. Birbirine karşı bulunan: “Salıncağın üzerinde ayakta duran kızlar, fıldır fıldır dönüyorlardı.” -


"karşılıklı irkilim" karakter analizi

  • karşılıklı irkilim, 18 karakter ile yazılır.
  • k harfi ile başlar, m harfi ile biter.

Karakter dağılımı

  • 'k', 'a', 'r', 'ş', 'ı', 'l', 'ı', 'k', 'l', 'ı', ' ', 'i', 'r', 'k', 'i', 'l', 'i', 'm', şeklindedir.
  • karşılıklı irkilim kelimesinin tersten yazılışı ' milikri ılkılışrak' diziliminde gösterilir.

(a,i,k,l,m,r,ı,ş) harflerinden ile oluşan bazı kelimeler

yatıştırabilmek

(-i) Yatıştırma imkânı veya olasılığı bulunmak.

billurlaştırmak

(-i) Billur durumuna getirmek: “Sarışın bir kış güneşi, maviyi billurlaştırıyor, bulutları pamuk yığınlarına çeviriy

aşırabilmek

(-i, -den) Aşırma imkânı veya olasılığı bulunmak: “Borcunu ödeyemeyecek fakat bavulunu oradan nasıl aşırabilecekti?”

zorlanımlı kişi
İng. compulsive personality

Buluncunun (vicdan) sesine, toplumun ölçü ve dileklerine uymak için aşırı çaba

Yukarışimşirli

Rize ili, Çamlıhemşin ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.