karşı koymak

karşı koymak

boyun eğmemek: Yabancının bu kötü kastına yalnız azmimizle karşı koyduk. -R. E. Ünaydın.

karşı koymak ile benzer kelimeler

yolculuğa gece değil sabah erken çıkılmalıdır anlamında kullanılan bir söz.

Karşısındakini kızdıracak söz söylemek.

İng. reverse (angle), matched shot, matching shot, shooting and reverse angle, shot - reaction shot, ping-pong shot (a.)

Sinema/TV. Genellikle, karşı karşıya konuşan iki kişiyi sırayla göstermede kullanılan ve birbirinin karşıtı iki açıdan çevrilen i...

İng.early warning system for famin

olmayacak bir iş uğrunda boşuna çabalamak: Böyle akıntıya kürek çektiğine çok acıdım doğrusu. -N. Hikmet.

İng.crimes against peace Alm.Verbrechen gegen den Frieden Fr.Crimes contre la paix

direnmek, dayanmak: Bak, eğer yüklendiğimiz, karşı durduğumuz kimseler yöneticiler olsalar ılımlılıktan söz açmazdım. -A. Ağaoğlu.

1) başkaldırmak: Acaba böyle bir meraka uymak perilere karşı gelmek midir? -H. R. Gürpınar. 2) birini karşılamak.

'k', 'a', 'r', 'ş', 'ı', ' ', 'k', 'o', 'y', 'm', 'a', 'k', şeklindedir.
karşı koymak kelimesinin tersten yazılışı ' kamyok ışrak' diziliminde gösterilir.

kolaylaştırmak (-i) 1. Kolay bir duruma getirmek, güçlükleri ortadan kaldırmak: Tatbikatınızı kolaylaştıracak bir kitap herhâlde.
Yukarıkoşma Şanlıurfa ili, Payamlı bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
yozlaştırmak (-i) Yozlaşmasını sağlamak, yozlaşmasına sebep olmak, soysuzlaştırmak, dejenere etmek.
yotlaştırmak Abartmak.
yoksullaştırmak (-i) Yoksul duruma getirmek, fakirleştirmek.