karpuz

karpuz Far. ¬arb°z

a. 1. bit. b. Kabakgillerden, sürüngen gövdeli parçalı sert yapraklı, sarı çiçekler açan bir bitki (Citrullus vulgaris). 2. bit. b. Bu bitkinin dışı yeşil kabuklu, içi kırmızı ve sulu, iri meyvesi: “İstediğim zaman da bu karpuzlardan birini önüme çekip keser, kütür kütür, serin serin yerim.” -A. H. Çelebi. 3. Lamba karpuzu. 4. argo Kadın memesi: “Karpuzları daha da sarsıla sarsıla gülüyordu şimdi.” -N. Cumalı.

< Far. harbüz) karpuz

karpuz İng. globe

Lambayı korumaya, ışığını yaymaya, dağıtmaya ya da ışığının rengini değiştirmeye yarayan, saydam ya da yayıcı maddeden yapılmış kılıf.

karpuz İng. water melon

Kabakgiller (Cucurbitaceae) familyasından, alt durumlu ovaryumdan gelişen bakka tipi meyveleri olan, sürünücü gövdeli, tek yıllık, otsu bir bitki.

karpuz Fr. pastèque, melon d'eau

(botanik, tarım)

karpuz

Bir halı türü. (Yağcılar, Tokmacık *Yalvaç -Isparta)

Karpuz

Kırıkkale ili, Delice ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

---

karpuz ile benzer kelimeler

acı karpuz a. bit. b. Ebucehil karpuzu. İng. colocynth, bitter apple, bitter gourd Kabakgiller (Cucurbitaceae) familyasından, çok yıllık, sürünücü, sarı çiçekli, otsu bir bitki. Acı elma, ebucehil karpuzu.

ayağının altına karpuz kabuğu koymak bir yolunu bulup bir kimseyi düzenle işinden uzaklaştırmak.

bir koltuğa iki karpuz sığmaz “aynı zamanda birden çok işle ilgilenmek başarı için sakıncalıdır” anlamında kullanılan bir söz.

karpuz armudu Büyük, sarı ve sulu, temmuzda olgunlaşan bir çeşit armut.

karpuz fener a. Şenliklerde kullanılan yuvarlak kâğıt fener.

karpuz kabuğunu görmeden denize girme “bir işi en uygun zamanı gelmeden yapma” anlamında kullanılan bir söz.

karpuz kesmekle hararet sönmez “size kötülük yapmış olan bir kimseden başkasına zarar vermekle o kimseden öç almış olmazsınız”.

karpuz kol a. Bol büzgülü, kabarık, kısa giysi kolu.

---