karmaşık tuz

karmaşık tuz İng. complex salt

İki tuzun birleşerek oluşturdukları yeni ve daha karışık yapılı tuz.

karmaşık tuz Fr. sel complex

(kimya)

karmaşık tuz ile benzer kelimeler

bir şeyin hoşa gitmesi onun birtakım nitelikler taşımasına ve bu niteliklerin de gerektiği oranda bulunmasına bağlıdır anlamında kullanılan bir söz.

acısı henüz taze olan bir kimsenin üzüntüsü, birtakım söz ve davranışlarla artırılmamalıdır anlamında kullanılan bir söz.

İng. acid salt

Bileşimindeki asit hidrojenlerinin bir bölümü metallerle yer değiştirmemiş olan tuz. Örn. sodyum bikarbonat (NaHCO3).

Osm. milh-i hâmız

(kimya)

karısı herhangi bir şey isteyince, ihtiyaçları karşılayamayan kocanın içi sıkıntıyla dolar.

Fr. sel basique

(kimya)

üzüntüyü, kusuru artıracak durum yaratmak.

İng. double salt

Asit kökleri özdeş iki yalın tuzun oluşturduğu daha karmaşık yapılı tuz. Örn. şap (KAL (SO4)2.12 H2O.)

İng. double salt

Anyonları aynı olan (KAl(SO4)s.12H2O gibi iki basit tuzun oluşturduğu ...

İng. emulsifying salt

Peynirde bulunan proteinleri dağıtarak yağ ve diğer bileşenlerin bağdaşık dağılımını sağlayan madde.

'k', 'a', 'r', 'm', 'a', 'ş', 'ı', 'k', ' ', 't', 'u', 'z', şeklindedir.
karmaşık tuz kelimesinin tersten yazılışı ' zut kışamrak' diziliminde gösterilir.

uzlaştırmak (-i) Uzlaşmalarını sağlamak: Onlar da iki tarafı için son defa arabuluculuğa koşuyorlardı. -A. N. Karacan.
uzlaştırımcılık Fr. Syncrétisme
uzlaştırabilmek (-i) Uzlaştırma imkânı veya olasılığı bulunmak.
uzaklaştırmak (-den, -i) 1. Uzağa götürmek: Allah rızası için şu adamları uzaklaştırın başımdan. -A. Kulin. 2. Çıkarmak, ayı
uzaklaştırma a. Uzaklaştırmak işi: Okuldan cezasının da bir anlamı kalmamıştı artık benim için. -Ö. Seyfettin.