karmak

karmak, -ar

(-i) 1. Karıştırmak, birbirine katmak. 2. (nsz) Toz durumundaki bir şeyi sıvı ile karıştırarak çamur veya hamur durumuna getirmek: Yapı için harç karmak. Boya karmak.

karmak

Hayvanlar çiftleşmek

karmak

Karıştırmak.

karmak

Bentin ya da arkın suyu çoğalmak, taşmak.

karmak

Olta.

karmak

Eskimek.

karmak

Hastalık bulaşmak.

karmak

1. Bıkmak. 2. Birisinin arkasından kötü konuşmak.

karmak

Doymak, bıkmak.

karmak

Daha ağır hastalığa çevirmek: Başta nezle dediler, bakılmayınca zatürreeye kardı.

karmak İng. sturgeon lines

Özellikle mersin balıklarının denizlerden nehirlere üremek için geçişleri sırasında avlanmalarında kullanılan nehir ağızlarına kurulan çok iğneli bir olta takımı.

karmak (I)

Kararmak, bulanmak

karmak (II), (karılmak (II))

Su, önündeki set dolasıyla birikip kabarmak

karmak (III)

Karıştırmak, katmak, birleştirmek, mezcetmek

---

karmak ile benzer kelimeler

beterine karmak Daha fena olmak (ilenç).

gerü karmak İrkilmek, geri dönmek; ihtiraz etmek.

gıcığa karmak Nesli bozulmak.

karış karmak Beddua etmek, lânet okumak

karmak inmek Med ve cezir olmak

karmak kolu İng. branch line Karmakta kancaların bağlandığı 2 mm ve üç kat sicimden yapılan köstekler.

keşenişe karmak Kangren olmak : Yaraya iyi bak keşenişe karmasın. İş uzayıp olamaz duruma gelmek : Bu bizim iş artık keşenişe kardı.

keşnişe karmak Kangren olmak.

---