karın

karın, -rnı

a. 1. İnsan ve hayvanlarda gövdenin kaburga kenarlarından kasıklara kadar olan ön bölgesi: “Şuursuz bir acele ile mahmuzlarını atının karnına vurdu.” -Ö. Seyfettin. 2. Döl yatağı: “Fakat karnındaki çocuk da bu insanüstü erkeğin bir parçasıydı.” -H. E. Adıvar. 3. Bazı şeylerde şiş ve içi boş bölüm: Geminin karnı. Şişenin karnı. 4. Mide: “Karnım aç, elim ayağım donmuş gibi.” -H. E. Adıvar. 5. mec. İç, gönül, akıl, kafa: Ben senin karnındakini ne bileyim? 6. mec. Ahlaki açıdan kabul edilemeyen şeyleri kabullenme. 7. fiz. Gelen ve yansımış dalgaların girişimiyle oluşan duraklı dalgalarda en büyük genlikte titreşen noktalar.


karın Fr. Abdomen
karın

Yürek, iç: Sadıkla yaptığı münakaşa karnında.


karın İng. belly

1. Omurgalı hayvanlarda vücudun sindirim organını içine alan, memelilerde göğüsten bir diyafram ile ayrılmış bölgesi. 2. Eklem bacaklı hayvanlarda ve bazı poliket solucanlarda vücudun arka bölgesi. 3.Tunikatlarda mide ve bağırsağı kapsayan bölge. Abdomen.


karın İng. belly

Gövdenin, kaburga alt kenarlarından kasıklara kadar olan ön bölgesi.


karın İng. antinode

Durağan dalgaların en büyük genlikte kesimi.


karın Osm. batın

(biyoloji)


karın Fr. ventral

(botanik)


karın Osm. batın

(botanik fizik)


karın Osm. batnî

(biyoloji)


karın, mide Fr. gaster

(biyoloji)


karın Lat. abdomen

1. Omurgalı canlılarda vucudun sindirim kanalını içine alan, memelilerde ise göğüsten bir diyaframla ayrılmış bölgesi. 2. Eklem bacaklılarda ve bazı poliketlerde vücudun arka bölgesi, abdomen.


karın İng. abdomen

anat. Sindirim organları, karaciğer ve böbreklerin içinde bulunduğu ve göğüs boşluğundan bir diyaframla ayrılan vücut boşluğu, abdomen.


karın İng. belly

(karşılık: abdomen): 1. Omurgalı hayvanlarda, vücudun, sindirim organını içine alan bölgesi, 2. Eklembacaklı hayvanlarda ve bazı kurtlarda vücudun ard bölgesi.


karın İng. ventral

(karşılık: ventral), (Lat. venter = karın): Bir hayvanın ya da onun bir parçasının alt yüzeyi.


karın

Mide


Karın Osm. Batın

karın ile benzer kelimeler

ağızdan burun yakın, kardeşten karın yakın

“insanın kendi yararı her şeyden önemlidir” anlamında kullanılan bir söz.

alt karın

Fr. Bas-ventre

alt karın sinir ağı

İng. plexus pelvinus

anat. N. hypogastricus ve nn. pelvini’nin leğen boşluğu yan duvarı üzerinde oluşturdukları sinir ağı, pleksus pelvinus.

birinci karın boşluğu

İng. blastocoel

(Yun. koilos: boşluk; blastos:tomurcuk) Blâstulâ'da blâstodermin içinde kalan boşluk. Blâstosöl.


İng. blastocoel

Blastosöl.

birincil karın boşluğu

Fr. blastocoel

(biyoloji)


İng. blastocoel

(karşılık: blastosöl), (Yun. Blastos = tomurcuk, Yun. Koilos = boşluk):Blâstulâda blâstodermin içinde kalan boşluk.

çift çıkıntılı karın

Fr. Ventre à double saillie

çöğre karın altçıl

Fr. Sous-pubio-abdominal

çöğre-karın-altı

Fr. Sous-pubio-abdominal

"karın" karakter analizi

  • karın, 5 karakter ile yazılır.
  • k harfi ile başlar, n harfi ile biter.

Karakter dağılımı

  • 'k', 'a', 'r', 'ı', 'n', şeklindedir.
  • karın kelimesinin tersten yazılışı ' nırak' diziliminde gösterilir.

(a,k,n,r,ı) harflerinden ile oluşan bazı kelimeler

termit kaynağı
İng. thermite weld

Termit kaynağı yapma işlemi sonucu oluşmuş kaynak.

sarınabilmek

(-e) Sarınma imkânı veya olasılığı bulunmak.

kağnı arabası

a. Kağnı: “Şimdi önümüzde bir nın yılankavi çizgileri uzanıyor.” -Y. K. Karaosmanoğlu.

ahındıruk

Çamsakızı, reçine.

ahındırık

Çamsakızı, reçine.

karın - Scrabble puan değerleri

HarfPuan
k1
a1
r1
ı2
n1
Toplam puan değeri6