kangal

kangal Rum.

(I) a. 1. Tel, kurşun boru gibi uzun ve bükülebilir şeylerin halka biçiminde sarılmasıyla yapılan bağ. 2. Bu biçimde bükülmüş şeylerin her bir halkası: “Beş arkadaş, boyunlarına tel ve ip kangalları geçirmiş...” -R. N. Güntekin.

II) a. hlk. Deve dikeni.

kangal Fr. Anse
kangal Fr. Anneau
kangal

Devedikeni.

kangal

Yaşlı (hayvan için) : Şu inek çok kangaldır.

kangal

Ceviz.

kangal

Yün çilesi.

kangal

Böbrek.

kangal

Zayıf, ince (insan ya da hayvan).

kangal

Kurutulmuş tütün bağlamları.

kangal

Simit.

kangal İng. coil

Tel ve şeritlerin, çembersel bir eksen çevresinde sarılarak aldıkları biçim.

kangal Osm. urve

(biyoloji)

kangal İng. roll

Sinema Makaraya değil, göbekli ya da göbeksiz olarak kendi çevresinde sarılmış çeşitli çaptaki film tomarı.

Kangal

öz. a. (ka'ngal) Sivas iline bağlı ilçelerden biri.

Kangal

Kahramanmaraş ili, Elbistan ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

Kangal

Kahramanmaraş ili, Tanır bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

---

kangal ile benzer kelimeler

kangal-kangal ağızlatımı Fr. İléo-iléostomie

açık kangal İng. open coil Isıl işlem için yeniden sarılırken, katları yereteçlerle birbirinden ayrılmış olan kangal.

açık kangal tavlaması İng. open coil annealing Katları arasında fırın gazlarının dolaşımını sağlamak ve ısıl işlemi daha etkin kılmak ereğiyle, açık kangallara uygulanan tavlama.

anılgan kangal Fr. Mémorable

birincil kangal İng. primary coil Dalgalı gerilimleri yükseltmeye ya da alçatmaya yarayan bir dönüştürecin girdi kangalı.

döner kangal miniakımölçeri İng. moving-coil galvanometer Akım geçiren bir kangalın değişmez bir mıknatıssal alan içine asılması ile elde edilen bir akımölçer. Kangal, geçen alkımla oranlı bir döngü etikisiyle akımıla oranlı bir açı tutanında döner.

ikincil kangal İng. secondary coil Birincil kangalın akımıyla irkiltilen kangal.

kangal açma İng. decoiling Kangalları, belirli bir ısıl ya da yüzey işlem için, bir kangalaçar kullanarak açma işlemi.

---