kendine yedirememek

kendine yedirememek

1) başkasının kendisine yaptığı işi, onur kırıcı sayarak tepki ile karşılamak; 2) kendisinin başkasına yapması söz konusu olan işi, kişiliği için onur kırıcı saydığından yapmamak.


kendine yedirememek ile benzer kelimeler

(bir şeyi) nefsine yedirememek

bir şey yapmayı kendisi için ağır, onur kırıcı bulmak: “Riyakârlığı da bir türlü nefsine yediremiyordu.” -S. F. Abasıyanık.

erkekliğine yedirememek

mertliğe, yiğitliğe yakıştıramamak: “Bir kimsesizlik acısı, sevilme, şefkat ihtiyacı içinde ağlıyor; ağlamayı erkekliğine yediremiyordu.” -N. Meriç.

izzetinefsine yedirememek

onursuz kalmayı kabul edememek, düşkünlüğü veya zavallılığı reddetmek: “Otele gidip de aptalcasına beklemeyi, yürek çarpıntılarıyla kapıyı gözetlemeyi izzetinefsime yediremiyorum.” -R. H. Karay.

kibrine yedirememek

gururuna dokunmak: “Sütninenin üstüne düşmeyi kibrine yediremediği için merak etmiyormuş.” -R. N. Güntekin.

onuruna yedirememek

bir kimse, kendine duyduğu saygıyla bağdaşmayan ve onur kırıcı olay veya davranışlar karşısında tepkide bulunmak, kendine yedirememek: “Bu haksızlığı onuruna yediremeyen Mustafa, o günden sonra bu okula gitmemek için ayak diredi.” -E. C. Güney.

şanına yedirememek

yenilgiyi kabul edememek: “Onların karşısında ilk elde çekilmeyi şanına yediremedi.” -Ö. Seyfettin.

her dağın derdi kendine göre

“herkesin kendi durumuna bağlı olarak sorunları vardır” anlamında kullanılan bir söz.

iğneyi kendine, çuvaldızı başkasına batır

“başkasına zararı dokunacak bir davranışı yapmadan önce iyi düşün, kendi kendini eleştir” anlamında kullanılan bir söz.


"kendine yedirememek" karakter analizi

  • kendine yedirememek, 19 karakter ile yazılır.
  • k harfi ile başlar, k harfi ile biter.

Karakter dağılımı

  • 'k', 'e', 'n', 'd', 'i', 'n', 'e', ' ', 'y', 'e', 'd', 'i', 'r', 'e', 'm', 'e', 'm', 'e', 'k', şeklindedir.
  • kendine yedirememek kelimesinin tersten yazılışı ' kememeridey enidnek' diziliminde gösterilir.

(d,e,i,k,m,n,r,y) harflerinden ile oluşan bazı kelimeler

yüzlendirmek

Düzeltmek.

yüreklendirmek

(-i) Birine yüreklilik, cesaret vermek.


Cesaret vermek, cesaretlendirmek.

yüreklendirme

a. Yüreklendirmek işi.


İng. encouragement

Bir gözlem sürecinde kend

yükümlendirmek

(-i) Yükümlülük altına almak.

yükümlendirme

a. Yükümlendirmek işi.