(bir şeyi) nefsine yedirememek

(bir şeyi) nefsine yedirememek

bir şey yapmayı kendisi için ağır, onur kırıcı bulmak: “Riyakârlığı da bir türlü nefsine yediremiyordu.” -S. F. Abasıyanık.


(bir şeyi) nefsine yedirememek ile benzer kelimeler

(bir şey başka bir şeyi) mumla aratmak

daha kötü olan yeni bir şey, bir durum, bir kimse, pek iyi olmayan eskisini aratmak.

(bir şey, bir şeyi) ağır basmak

1) taşıdığı özellikler üstün gelmek: “Yerli halıları gördüm; koyu sıcak kırmızılarla diri maviler ağır basıyordu.” -B. R. Eyuboğlu. 2) bir işte gücü ve etkisi üstün gelmek: “Peki deyişleri de akılları yattığı için değil, korkuları ağır bastığı için oldu.” -T. Bu...

(bir şeyi) bir köşeye atmak

gerektiğinde kullanılmak için bir yere koymak.

(bir şeyi veya bir şeye) nişan koymak

ileride tanıyabilmek veya ölçebilmek için bir şeyin durumunu, onun herhangi bir özelliğini akılda tutmak veya iz bırakmak: Dönüşte yolumuzu şaşırmamak için şu çifte kavakları nişan koymuştuk.

(bir yeri veya bir şeyi) tozpembe görmek

aşırı iyimser olmak: “Fakat aynı adamın bütün sıkıntılarına rağmen, kara ufukları tozpembe gördüğü ... anlar da vardır.” -Ş. Rado.

nefsine düşkün

sf. 1. Bencil. 2. Dünya nimetlerine, bedensel hazlara düşkün.

nefsine uymak

bedenin isteklerine uymak, günah işlemek: “Nefsine uyanların, zevkten başka bir şey tanımayanların, hayvanlardan ne farkı var?” -Ö. Seyfettin.

bir anaya bir kız, bir kafaya bir göz

“bir başa bir göz ne kadar gerekli ise bir anneye bir kız da o denli gereklidir” anlamında kullanılan bir söz.


"(bir şeyi) nefsine yedirememek" karakter analizi

  • (bir şeyi) nefsine yedirememek, 30 karakter ile yazılır.
  • ( harfi ile başlar, k harfi ile biter.

Karakter dağılımı

  • '(', 'b', 'i', 'r', ' ', 'ş', 'e', 'y', 'i', ')', ' ', 'n', 'e', 'f', 's', 'i', 'n', 'e', ' ', 'y', 'e', 'd', 'i', 'r', 'e', 'm', 'e', 'm', 'e', 'k', şeklindedir.
  • (bir şeyi) nefsine yedirememek kelimesinin tersten yazılışı ' kememeridey enisfen )iyeş rib(' diziliminde gösterilir.