kanıtlama kuramı
Biçimsel dizgelerde kanıtlamayı konu edinen dizimbilim dalı.
kanıtlama kuramı ile benzer kelimeler
kanıtlamaa. Kanıtlamak işi, ispatlama: Dil saygısızlığını düzgün bir dille ya çalışanlara da rastlayabiliriz, ona ne kuşku. -N. Uygur. İng. proving Bir önermeyi belitler kümesinden kalkarak türetme işlemi. ... |
acyo faiz kuramıİng. agio theory of interestFaizi, kişilerin paraya bugün verdikleri değer ile gelecekte biçtikleri değer arasındaki farka dayanarak açıklayan ve Avusturyalı iktisatçı Böhm-Bawerk (1851-1914) tarafından ortaya atılan kuram. |
açıklanmış tercihler kuramıİng. theory of revealed preferencesTüketici dengesi çözümlemesinde, farklı gelir - fiyat seçenekleri karşısında tüketicinin gerçek tercihlerine dayanarak oluşturulan kuram. |
Adler kuramıİng. adler's theoryGerçek ya da düşsel olan, ten, tin ya da toplumla ilgili bir yetersizliğin kişide yarattığı aşağılık duygusunun sonucu olan çatışmaların, ödünleyici davranışlarla giderildiğini savunan kuram. |
Aftalion'un para kuramıİng. Aftalion's theory of moneyPara miktarı artmadan yalnızca paranın dolaşım hızındaki artış nedeniyle fiyatların ani yükselmesini açıklayan ve Aftalion tarafından geliştirilen kuram. |
akma ve kayma kuramıİng. sliding theoryTortul katmanların, eğik bir yüzey üzerinde yerçekimi ile kaydığını ve bu olayla kıvrımların oluştuğunu ileri süren kuram. |
akrabalık kuramıİng. kinship theoryTarihsel masal okulunun ilkelerinden birini oluşturan ve benzer halkbilim olay ile ürünlerinin ancak akraba toplumlar arasında görülebileceğini öne süren görüş. krş. göç kuramı. |
aksiyomatik kümeler kuramıbk. belitsel kümeler kuramı. |
"kanıtlama kuramı" karakter analizi
- kanıtlama kuramı, 16 karakter ile yazılır.
- k harfi ile başlar, ı harfi ile biter.
Karakter dağılımı
- 'k', 'a', 'n', 'ı', 't', 'l', 'a', 'm', 'a', ' ', 'k', 'u', 'r', 'a', 'm', 'ı', şeklindedir.
- kanıtlama kuramı kelimesinin tersten yazılışı ' ımaruk amaltınak' diziliminde gösterilir.
(a,k,l,m,n,r,t,u,ı) harflerinden ile oluşan bazı kelimeler
yurtlandırmak(-i) Bir kimseye veya bir topluluğa yurt sağlamak, iskân etmek. bk. yerleştirmek. |
yumurta kanalıİng. ovtductYumurtalan, yumurtalıktan dışan taşıyan kanal. Ovidukt. |
yoğunlaştırmak(-i) Yoğun duruma getirmek, teksif etmek. Fr. Condenser |
umutlandırmak(-i) Umut vermek, umutlanmasına yol açmak, ümitlendirmek: Daha sonra bir iki dalga daha onu umutlandırarak sahile a |
tunçlaştırmak(-i) 1. Bir sembolü tunçtan yapılmış bir heykelle canlandırmak. 2. Tunç rengi kazandırmak. |