kadife

kadife Ar. ®aµ³fe

a. 1. Yüzeyi belirli uzunlukta bırakılmış ham madde lifleriyle kaplı, parlak, yumuşak kumaş, velur: “Kadifeye benzer dokumalı pahalı kumaştan paltolarını omuzlarına atmışlar.” -C. Külebi. 2. sf. Bu kumaştan yapılmış, bu kumaşla kaplanmış: “Kardeşimin sırtında kadife tulumu yerine askılı, eski, soluk, paçaları dizlerine kadar inen şortu var.” -A. Ağaoğlu.

kadife

Uskumru büyüklüğünde pulsuz tatlı su balığı.

Kadife Köken: Ar.

Cinsiyet: Kız 1. Yüzeyi belirli uzunlukta bırakılmış ham madde lifleriyle kaplı, parlak, yumuşak kumaş.2. Yumuşak, sakin, iyi huylu.

Kadife

Sivas ili, Koyulhisar ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

---

kadife ile benzer kelimeler

cingil kadife Bir çeşit kadife çiçeği.

kadife balığı Lat. Tinca tinca Yeşil sazan.

kadife çiçeği a. bit. b. Birleşikgillerden, çiçekleri genellikle parlak sarı renkte ve kadife görünümünde bir süs bitkisi, topkadife (Tagetes): “Ayşegül takunyalarını sürterek kadife ve inci çiçeklerinin arasında kaybolurken arkasından baktım.” -R. H. Karay.

kadife devrim a. Renkli devrim.

kadife elli sf. 1. Sporda elini becerikli bir biçimde kullanabilen (kimse). 2. mec. Amaca yönelik olarak belli etmeden, hissettirmeden hareket eden (kimse).

kadife gibi yumuşak, pürüzsüz ve parlak (ses, ten vb.).

Kadife hastalığı Lat. Oodiniasis Oodinium ocellatum türü protozoonun balıkların deri ve solungaçlarına ağaç gibi tutunarak epitel hüreler ve dokularda parçalanmalara neden olan bir hastalık, Oodiniyaz, velvet rust hastalığı.

kadife kaplama İng. velvet lining Ses geçmesini önlemede kullanılan kaplama.

---