ayrı çekmek

ayrı ayrı

sf. 1. Birbirinden ayrı olan, değişik: “Çıkardıkları metal kutuları, gazeteleri ve cam şişeleri çuvallara doldurup götürüyorlar.” -E. Şafak. 2. zf. Her biri ayrı olarak: “Her birimize elini uzatır.” -A. Erhat.

daşra çekmek, (taşra çekmek, daşıra çekmek)

Dışarı çıkarmak

ayrı baş çekmek

topluluktan ayrılıp kendi başına iş yapmak.

Karşı koymak, muhalefet etmek, tersine gitmek, istediği gibi hareket etmek.

Allah kardeşi kardeş yaratmış, kesesini ayrı yaratmış

“geçim konusunda kimse kimseye yük olmamalıdır” anlamında kullanılan bir söz.

ana bir, baba ayrı

anaları bir, babaları ayrı olan (kardeşler).

ayrı

sf. 1. Başka, başka türlü: “Sonraları herkes kondusuna bir işaret koydu.” -L. Tekin. 2. Aynı yerde kalan: Beraber misiniz, mısınız? 3. zf. Yalnız, tek başına.

Çalı ya da başak demetlerini toplamak, kaldırmak için yap...

Ayrı adım

ayrı basım

a. Genellikle bir dergide yayımlanmış bilimsel bir yazının ayrı bir broşür olarak basımı: “Bir formalık lar eser diye gösterilmezse korkarım pek çoğumuzun eser listeleri hayli fakir kalırdı.” -H. Taner.