(birine, bir şeye) kıymet vermek

(birine, bir şeye) kıymet vermek

değerli olarak kabul etmek, değerlendirmek: “Müdür bey onun tecrübelerine kıymet vermek şöyle dursun, onu hafife almakla gururunu da kırıyordu.” -K. Korcan.


(birine, bir şeye) kıymet vermek ile benzer kelimeler

(birine veya bir şeye) çekidüzen vermek

1) düzgün duruma getirmek, düzeltmek: “Bir iki yutkunup sesine çekidüzen verdikten sonra şu ninniyi tutturdu.” -O. C. Kaygılı. 2) belirlenen ölçülere uydurmak.

(birine, bir şeye) kendini adamak

kendini vermek: “Kendini bir ülkeye adayacak her kişi, bir kere bu yoldan geçmeli.” -N. Meriç.

(birine, bir şeye) laf geçirmek

söz geçirmek.

(birine, bir şeye) pabuç bırakmamak

yapacağından vazgeçmemek, hiçbir şeye aldırmamak, korkmamak: “Bu tehditlere hiç pabuç bırakmadı.” -H. Topuz.

(birine, bir şeye) söz geçirmek

söylediğini, istediğini yaptırmak: “Düğün sahipleri onlara söz geçiremediler.” -M. Ş. Esendal. “Her seferinde kalbine söz geçirerek zaaflarını denetleyebiliyordu.” -M. Mungan.

(birine veya bir şeye) güveni olmak

güvenmek, inanmak.

(birine veya bir şeye) kanat germek

koruması altına almak, himaye etmek: “Bazı işsiz güçsüz takımı, beş para etmez yapılara kanat gererek kendilerini tatmin etme girişimindeler.” -A. Boysan.

(birine veya bir şeye) taş çıkarmak (veya çıkartmak)

biri ötekinden özellik, yetenek vb. bakımından üstün olmak: “Zaten yol boyunca hem lezzetli hem de buzdolabına taş çıkartacak sulardan geçeceğiz.” -N. F. Kısakürek.


"(birine, bir şeye) kıymet vermek" karakter analizi

  • (birine, bir şeye) kıymet vermek, 32 karakter ile yazılır.
  • ( harfi ile başlar, k harfi ile biter.

Karakter dağılımı

  • '(', 'b', 'i', 'r', 'i', 'n', 'e', ',', ' ', 'b', 'i', 'r', ' ', 'ş', 'e', 'y', 'e', ')', ' ', 'k', 'ı', 'y', 'm', 'e', 't', ' ', 'v', 'e', 'r', 'm', 'e', 'k', şeklindedir.
  • (birine, bir şeye) kıymet vermek kelimesinin tersten yazılışı ' kemrev temyık )eyeş rib ,enirib(' diziliminde gösterilir.