(bir şeye) kulak vermek
değer vermek, önemsemek: Usa ve gerçeğe uygun anlatışlara kulak verenin olmadığı görüldü. -Halikarnas Balıkçısı.
(bir şeye) kulak vermek ile benzer kelimeler
(bir şeye) kulak (veya kulaklarını) tıkamakbir şeyi duymazlıktan gelmek: Vücudu içinden duyduğu çöküntülere kulaklarını tıkar, gözlerini yumar. -A. Ş. Hisar. |
tanıklık vermek, (tanukluk vermek, tanuhluh vermek, danukluk vermek)1. Şahitlik etmek, şahadette bulunmak. 2. Kanaât getirmek, hükmetmek. 3. "Kelime-i şahadet" getirmek. |
arkasını (bir şeye) vermekdönmek: Ateşe arkasını verdi. |
(bir şeye) cevaz vermekhoş görmek, uygun bulmak: ... silah kullanılmasına kanunun cevaz verdiği durumlarda. -Anayasa. |
(bir şeye) cila vermekaydınlatmak: Çocukluk günlerin hatırası zihinlerine cila vermişti. -R. N. Güntekin. |
(bir şeye) hayat vermekcanlılık vermek, canlandırmak. |
(birine, bir şeye) kıymet vermekdeğerli olarak kabul etmek, değerlendirmek: Müdür bey onun tecrübelerine kıymet vermek şöyle dursun, onu hafife almakla gururunu da kırıyordu. -K. Korcan. |
(birine veya bir şeye) çekidüzen vermek1) düzgün duruma getirmek, düzeltmek: Bir iki yutkunup sesine çekidüzen verdikten sonra şu ninniyi tutturdu. -O. C. Kaygılı. 2) belirlenen ölçülere uydurmak. |
"(bir şeye) kulak vermek" karakter analizi
- (bir şeye) kulak vermek, 23 karakter ile yazılır.
- ( harfi ile başlar, k harfi ile biter.
Karakter dağılımı
- '(', 'b', 'i', 'r', ' ', 'ş', 'e', 'y', 'e', ')', ' ', 'k', 'u', 'l', 'a', 'k', ' ', 'v', 'e', 'r', 'm', 'e', 'k', şeklindedir.
- (bir şeye) kulak vermek kelimesinin tersten yazılışı ' kemrev kaluk )eyeş rib(' diziliminde gösterilir.