toka

toka

(I) a. (to'ka) 1. Kemer, kayış, ayakkabı vb.nin iki ucunu birbirine bağlamaya, bunları istenilen genişlikte tutmaya yarayan, türlü biçimlerde tutturmalık. 2. Kadınların saçlarını bir arada tutmaya yarayan, bazen de süs olarak kullanılan araç: “Bir de sahte taşlı bir toka takmış saçlarına.” -Ç. Altan.

toka İt. tocco

(II) a. 1. El sıkışma. 2. İçki içerken birinin şerefine, sağlığına kadeh tokuşturma.

toka Fr. Anneau
toka

Duvara açılmış kapaksız, küçük dolap.

toka

1.Yemliklere hayvanı bağlamak için takılan demir halka. 2.Çember.

toka

1.Saç tutturmaya yarayan bir çeşit firkete. 2.Kalem çengeli.

toka

İplik makarası.

toka

1.Bilye. 2.Topaç.

toka

Taze mısır koçanı.

toka

1. Çoban köpeğinin boynuna takılan mahmuzlu demir halka. 2. Hayvanı yemliğe bağlamak için kullanılan demir halka. 3. Kalem çengeli.

I) Fındık toplanırken bele bağlanarak kullanılan örme sepet. (Derekuşculu *Görele -Giresun)

II) 1. Olta çengeli. (Karaağaç *Bozüyük -Bilecik) 2. Yular demiri. (Gündüzbey *Söğüt -Bilecik) 3. Arabalarda gerekli yerlere çakılan ucu halkalı çivi. (Ortayazı *Senirkent -Isparta)

III) Koyun, kuzu gibi hayvanların boyunlarına süs olarak sarılan keçe ya da ip. (Kötürnek *GeIendost -Isparta)

---

toka ile benzer kelimeler

dilli toka Hayvan başlığının bir kısmı.

tekdilli toka Saraçların kullandıkları toka. (*Senirkent -Isparta)

toka etmek 1) el sıkışmak: “Çımacı İzzet'le iki ellerini birbirine uzatarak bayramlaşır gibi toka ederler.” -S. F. Abasıyanık. 2) den. karşılıklı iki parçayı getirip birbirine dayamak; 3) kadeh tokuşturmak; 4) argo vermek: “Bin beş yüzü toka edip yarın halıyı çeke...

---