tez

tez Far. t³z

(I) sf. 1. Çabuk olan, süratli. 2. zf. Süratli bir biçimde.

tez Fr. thèse

(II) a. 1. man. Sav. 2. Üniversitelerde öğrencilerin veya öğretim üyelerinin hazırlayıp bazen bir sınav kurulu önünde savundukları bilimsel eser: “Tezini mitolojiden hazırlayan gözlüklü bir delikanlı.” -H. Taner.

tez

Peynir, çökelek ve yağlardaki iştah açıcı, dili hafif buran acımsı bir tat : Bu peynir tezli bunu alalım.

tez

Köpeğin göğüs vuruşu

tez

Kesin olarak.

tez

Kabak, hıyar, karpuzun yaprak ve dalları.

< Far. tîz) tez, çabuk

tez

Tez, çabuk

tez

< Far. tîz: çabuk, tez

tez

Çabuk, acele

tez İng. thesis

Üniversitelerde ve yüksek okullarda öğrencilerin ya da öğretim üyelerinin hazırlayıp kimi zaman bir sınav kurulu önünde savundukları bilimsel yapıt. bk. sav.

tez

bk. bilimsel tez.

tez Fr. thèse

bk. savunca.

Tez Köken: Far.

Cinsiyet: Erkek 1. Keskin. 2. Çabuk, hızlı.

---

tez ile benzer kelimeler

arpacıya borç eden ahırını tez satar “bir iş borçla sağlıklı bir biçimde yürütülemez” anlamında kullanılan bir söz.

baba malı tez tükenir, evlat gerek kazana “kendini bilen, yaşama sorumluluğu duyan akıllı evladın gerçek malı, kendisinin kazandığı maldır” anlamında kullanılan bir söz.

bilimsel tez İng. thesis (academic dissertation) Bilimsel bir araştırmanın sonucu olan ve genellikle bitirme, doktora, doçentlik gibi bilimsel aşamalar için öngörülen yazı.

canı tez sf. Aceleci.

çok koşan çabuk (veya çok veya tez) yorulur “insan bir işi yaparken gücünü tasarruflu kullanmalıdır” anlamında kullanılan bir söz.

eğreti ata binen tez iner emanet ata binen tez iner.

eğreti kuyruk tez kopar “temeli olmayan işlere güvenilmez” anlamında kullanılan bir söz.

el ağzına bakan, karısını tez boşar “kişi, özel hayatı ile ilgili ciddi konularda başkasının düşüncesiyle değil kendi düşünceleriyle karar vermelidir” anlamında kullanılan bir söz.

---