teyel yapmak (veya atmak)

teyel yapmak (veya atmak)

1) dikilecek parçaları birbirine teyelle tutturmak; 2) kumaşın üzerinde dikilecek yerleri teyelle belirtmek.


teyel yapmak (veya atmak) ile benzer kelimeler

beti benzi atmak (veya solmak veya uçmak veya kül kesilmek veya kireç kesilmek)

herhangi bir sebeple kanı çekilip yüzü solmak, korkmak: “Baksana, beti benzi kül kesildi.” -H. R. Gürpınar. “Beti benzi atmış görevli, boş boş baktı çocuğun yüzüne ve kafasını salladı donuk bir ifadeyle.” -E. Şafak.

teyel

a. Seyrek ve eğreti dikiş.


Hırka, mintan ya da köylülerin giydikleri dizliklerin üzerine yol yol işlenen nakış.


Kumaşın kıyısına yapılan dikiş.

teyel ipliği

a. Teyel yapmakta kullanılan iplik.

tozunu almak (veya atmak veya silkelemek veya silkmek)

1) bir şeyi silerek tozdan temizlemek; 2) tkz. dövmek, hırpalamak.

donuna etmek (veya kaçırmak veya doldurmak veya yapmak)

1) küçük veya büyük abdestini donuna etmek; 2) mec. çok korkmak.

gürültü çıkarmak (veya etmek veya koparmak veya yapmak)

1) düzensiz ve rahatsız edici sesler çıkarmak: “Karanlıkta bana çarpıp da gürültü yapmamaya dikkat ederek kapıyı açtım.” -H. C. Yalçın. 2) kavga, karışıklık, tartışma çıkarmak.

ün almak (veya kazanmak veya salmak veya yapmak)

ünü herkesçe bilinmek ve her yerden duyulmak: “Dünyaca ün almış Mark Twain Derneğinin fahri üyeliğini aldığını duyunca...” -S. F. Abasıyanık. “Ramazan, sertliği, zulmü ile ün salmış bir kabadayı idi.” -H. E. Adıvar.

çalım atmak (veya yapmak)

çalımlamak.


"teyel yapmak (veya atmak)" karakter analizi

  • teyel yapmak (veya atmak), 25 karakter ile yazılır.
  • t harfi ile başlar, ) harfi ile biter.

Karakter dağılımı

  • 't', 'e', 'y', 'e', 'l', ' ', 'y', 'a', 'p', 'm', 'a', 'k', ' ', '(', 'v', 'e', 'y', 'a', ' ', 'a', 't', 'm', 'a', 'k', ')', şeklindedir.
  • teyel yapmak (veya atmak) kelimesinin tersten yazılışı ' )kamta ayev( kampay leyet' diziliminde gösterilir.

(a,e,k,l,m,p,t,v,y) harflerinden ile oluşan bazı kelimeler

toplayıvermek

(-i) (toplayı'vermek) Çabucak veya kısa zamanda toplamak.

patlayıvermek

(nsz) (patlayı'vermek) Aniden patlamak: “Fakat tam eline almıştı ki, humbara patlayıverdi.” -İ. O. Anar.

çıvlayıp gitmek

Hızla atılan bir şey ses çıkararak gitmek: Benini sapanın taşı çıvlayıp gitti.