terazi

terazi Far. ter¥z°

a. (tera:zi) 1. Bir kolun iki ucuna asılı iki kefeden oluşan tartı, mizan: “Sanki her an bütün bir tarihi tartan hisli teraziler gibiydiler.” -A. Ş. Hisar. 2. Elektronik tartma aracı. 3. İp cambazlarının dengeyi sağlamak için kullandıkları uzun sırık. 4. sp. Vücudun, asılarak veya dayanarak yere paralel bulunduğu denge duruşu.

terazi Fr. Balance
terazi

Terazi yıldızı.

terazi Alm. Waage

Vücudun, asılarak ya da dayanarak yere koşut bulunduğu denge duruşu.

terazi İng. balance

Bir maddenin kütlesini veya ağırlığını ölçmek için kullanılan alet.

terazi Osm. mizân

(kimya)

terazi

[terezi (III)]: Tahta yapılarda duvarların dik çıkıp çıkmadığını anlatmakta kullanılan araç. (Kuzköy *Akkuş -Ordu) [terezi (III)]: (Yukarıkaşıkara *Yalavç -Isparta)

Terazi Far. ter¥z°

öz. a. (tera:zi) gök b. Zodyak üzerinde Başakla Akrep arasında bulunan takımyıldızın adı.

Terazi İng. Libra, Lib (Librae), Balance

Bir takımyıldızın ve bir burcun adı; Terazi takımyıldızı, Terazi burcu.

---

terazi ile benzer kelimeler

elüstü terazi (dayanmalı terazi) İng. handblance Vücudun, gergin ve yatay olarak ellerde dayalı ve dengede tutulduğu durum.

analitik terazi İng. analytical scale Tartım kapasitesi 200 g, hassasiyeti 0. 1 mg olan terazi.

arşın terazi Gece yarısı terazi şeklinde görülen dokuz yıldız.

ayakta terazi (planör) İng. balance-lunge pos. Vücudun, tek ayak (bacak) üstünde, yüz yere dönük yatay ve gergin olarak dengede bulunduğu durum.

ayakta ters terazi (ters planör) İng. balance-lunge backward Vücudun, tek ayak (bacak) üstünde sırt yere dönük biçimde yatay ve gergin olarak dengede bulunduğu durum.

batman terazi Bir batmandan büyük ağarlıkları tartmak için kullanılan büyük terazi.

boktan terazi Derme çatma, bozuk düzen.

burma terazi İng. torsion balance Yerçekimi alanının derecelerini ve eğrilik değerlerini ölçen araç.

---