temel

temel Rum.

a. 1. Bir yapının toprak altında kalan ve yapıya dayanak olan duvar, taban vb. bölümlerinin tümü: “Evin temelleri sökülüyor gibi sarsılıyor.” -H. E. Adıvar. 2. Bu bölümleri yapmak için kazılan çukur. 3. sf. mec. En önemli, belli başlı, ana, taban, esas, asıl, baz: “Devletin temel kanununun adı Anayasa'dır.” -B. Felek. 4. mec. Bir şeyin gelişimi için gereken ilk ögeler: “Temelde sıradan bir Fransız vodviline dayanırdı oynadıkları oyun.” -N. Cumalı.

temel Fr. Principe
temel Fr. Base
temel Fr. Basique
temel

1.Duvar görünüşü verecek denli sık böğürtlenlik. 2.Bağ, bahçe çevresine çekilen çit : Güllüğün etrafını temelle ördüm. 3.Dikenli yer.

temel

Bir çeşit tura oyunu.

temel

Taş parçası.

temel

Ocağın arkasına konan iri odun.

temel

Ağaç dikerek yapılan, köklü çit.

temel

Temel, esas

temel

< Rum. themelios: temel. || temelisi: temeli

temel İng. basic
temel İng. base
temel İng. basal

temel (fizyolojik mânada)

temel İng. foundation

1. (Genel anlamda) Bir şeyin üzerinde temellendiği, kurulduğu şey (bir evin temeli, bir kurumun temeli vb.). 2. Tinsel nitelikte bir şeyin varsaydığı ve kendisine dayandığı ilke. (Ma tematiğin temeli, hukukun temeli, eğitimin temeli, ahlakın temeli vb. Ahlakın temeli, bir ahlak öğretisinde, ahlaksal doğruların kendisinden çıkarıldığı ilkedir; (ör. Epikuros'un ahlak felsefesinde bu ilke haz'dır). 3. Bütün bir bilgiler bağlamının kendisinden çıkarılabildiği en genel ve en yalın önerme; en genel önermelerden ve en genel düşüncelerden kurulmuş bir dizge. (Ör. Tümevarımın temeli, kendisinden biçimsel olarak olaylardan yasalara geçme hakkının çıkarılabileceği bir ilkedir.)

temel Alm. Fundament, Sockel

(Mimarlık) Toprak altında kalan, üzerine yapının anaduvarları çıkılan taş döşek.

temel İng. fundamental

Bir nota için kaynak alınabilecek en pes perdeli ses.

temel Osm. esasî

(sıfat) (biyoloji)

Temel Köken: Rum.

Cinsiyet: Erkek 1. Bir şeyin gelişimi için ilk ögeler. 2. En önemli, belli başlı, ana, esas. 3. Dayanıklı. 4. Bir yapının sağlam dayanak buluncaya kadar toprak içinde aşağıya doğru uzatılan dip duvarları.

Temel

Muğla ili, Seki bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

Temel Osm. Temel

---

temel ile benzer kelimeler

ağ temel giriş/çıkış sistemi İng. network basic input/output system (netbios)

ana cümle ~ temel cümle Azerbaycan Türkçesi: baş cümlä; Türkmen Türkçesi: baş sözlem; Gagauz Türkçesi: başcümlä; Özbek Türkçesi: bόş gap; Uygur Türkçesi: baş cümlä; Tatar Türkçesi: baş cömlé; Başkurt Türkçesi: baş höyläm;Kmk: baş cumla; Krç.-Malk.: baş aytım; Nogay Türkçesi: bas yıyma; Kazak Tür...

aritmetiğin temel işlemleri İng. fundamental operations of arithmetic Toplama, çıkarma, çarpma ve bölme işlemleri.

aritmetiğin temel teoremi İng. fundamental teorem of arithmetic Birden büyük her tam sayı asaldır veya asal sayıların çarpımına eşittir.

Avrupa Temel Haklar Şartı İng.European Charter of fundamental rights Fr.charte européenne des droits fondamentaux

ayrık temel (Mimarlık) Bir yapı sağlam arazide ayaklar üzerine oturtulmak istendiğinde, her ayağın altına ayrı olarak dökülen beton döşek.

(bir yere) temel kakmak bulunduğu yerden kolay kolay ayrılacak gibi olmamak.

birinci temel form İng. first fundamental form ( )

---