temel dava

temel dava İng. principal action "claim"

Yöntemine göre açılmış ve görevli yargılıkça duruşması yapılarak yargıya bağlanacak olan dava.


temel dava ile benzer kelimeler

birlikte dava

İng. joinder of parties (of plaintiffs, of defendents)

Yasada belli edilen nedenlere ve kurallara dayanarak, birden çok kişilerce birlikte açılabilen dava.

dava

Ar. da¤v¥

a. (da:va:) huk. 1. Korunmanın bir hüküm ile sağlanması için yargı organlarına başvurma. 2. Sav: “Erkekler larını hanımlar kadar hararetle müdafaa edememişlerdir.” -H. C. Yalçın. 3. mec. Sorun: “O kırkyıllık da bey...

dava açılması zorunluğu ilkesi

İng. principle of compulsory public prosecution

Ceza kovuşturması için yeter kanıtlar ve olaylar bulunduğunda, C. Savcısının kamu davası açma yükümü.

dava açma

İng. confestation

Bir uyuşmazlığın çözümlenmesi, bir hakkın tanınması, korunması, elde edilmesi için dilekçe ile yargılığa başvurma.

dava açmada özerklik

Osm. dava ikamesi muhtariyeti

Kovuşturulması kişisel yakınmaya bağlı suçlarda, ilgilinin başvurmasıyle başlayan suçun kovuşturulması için, kamu yararı gözetilerek C. Savcısına, kamu davası açmada tanınan yetki.

dava adamı

a. Bir ülkü uğrunda sürekli çalışan kimse.

dava aktarımı

İng. transfer of a case for hearing to another court

Ceza yargılama yöntemi yasasında gösterilen kural ve koşullara göre, bir ceza davasının, yüksek görevli yargılıkça, benzer aşamada bulunan başka bir yargılığa gönderilmesi.


Dâva aktarımı

dava arkadaşı

a. Aynı ülküyü benimseyenlerden her biri.


"temel dava" karakter analizi

  • temel dava, 10 karakter ile yazılır.
  • t harfi ile başlar, a harfi ile biter.

Karakter dağılımı

  • 't', 'e', 'm', 'e', 'l', ' ', 'd', 'a', 'v', 'a', şeklindedir.
  • temel dava kelimesinin tersten yazılışı ' avad lemet' diziliminde gösterilir.

(a,d,e,l,m,t,v) harflerinden ile oluşan bazı kelimeler

oleovitamin D
İng.

Kalesiferol veya aktiflenmiş 7 dehidrokolesterolün yenen bitkisel yağdan elde edilen raşitizme karşı

kaldırtıvermek

(-i) (kaldırtı'vermek) Kaldırıvermek: “Saatte bu iki yere ayrı iki vapur kaldırtıverin, ne olur?” -N. Hikmet.

daraltıvermek

(-i) (daraltı'vermek) Çabucak daraltmak.

vakit öldürmek

zamanı yararsız, gereksiz işlerle veya iş yapmadan geçirmek: “Fakat sandal sahibi olur olmaz zaten yarı keyif, yarı kazanç i

vadeli mevduat

a. Vadeli hesap.


İng. time deposit

Belirli bir faiz geliri elde etm

temel dava - Scrabble puan değerleri

HarfPuan
t1
e1
m2
e1
l1
d3
a1
v7
a1
Toplam puan değeri18