tekme atmak (veya vurmak)

tekme atmak (veya vurmak)

1) ayakla bir yere sertçe vurmak: “Kafama bir tekme vurdular, bir şeyler söylenerek bırakıp gittiler.” -M. Ş. Esendal. 2) çifte atmak; 3) mec. ihanet etmek.


tekme atmak (veya vurmak) ile benzer kelimeler

beti benzi atmak (veya solmak veya uçmak veya kül kesilmek veya kireç kesilmek)

herhangi bir sebeple kanı çekilip yüzü solmak, korkmak: “Baksana, beti benzi kül kesildi.” -H. R. Gürpınar. “Beti benzi atmış görevli, boş boş baktı çocuğun yüzüne ve kafasını salladı donuk bir ifadeyle.” -E. Şafak.

çelme atmak (veya takmak veya vurmak)

1) birini çelme ile yıkmaya çalışmak: “Ders aralarında ittikleri, çelme taktıkları da olurdu.” -Y. Atılgan. 2) mec. bir işi veya bir kimseyi baltalamak, gelişmesini engellemek: “Bana kanun ve hukuk yolundan çelme atılabilir mi?” -N. F. Kısakürek.

kıçına tekmeyi atmak (veya vurmak veya yapıştırmak)

kaba kovmak.

falakaya çekmek (veya yatırmak veya vurmak veya yıkmak)

falakaya bağlayarak dövmek.

tozunu almak (veya atmak veya silkelemek veya silkmek)

1) bir şeyi silerek tozdan temizlemek; 2) tkz. dövmek, hırpalamak.

tekme

a. 1. Ayakla vuruş: “Kondulardan birinin duvarını yle yıkan bir yıkımcı, topal bir kadından ilk darbeyi yedi.” -L. Tekin. 2. Hayvanın art ayağıyla vurması, çifte.


Adım: Burası yüz geldi.


Taş ve çamur t...

tekme tokat girişmek

dayak atmak.

tekme yemek

1) birinin ayağından darbe almak; 2) ihanete uğramak: “Bu sefer de heriften bir tekme yersen bir daha belini doğrultamazsın.” -M. Ş. Esendal.


"tekme atmak (veya vurmak)" karakter analizi

  • tekme atmak (veya vurmak), 25 karakter ile yazılır.
  • t harfi ile başlar, ) harfi ile biter.

Karakter dağılımı

  • 't', 'e', 'k', 'm', 'e', ' ', 'a', 't', 'm', 'a', 'k', ' ', '(', 'v', 'e', 'y', 'a', ' ', 'v', 'u', 'r', 'm', 'a', 'k', ')', şeklindedir.
  • tekme atmak (veya vurmak) kelimesinin tersten yazılışı ' )kamruv ayev( kamta emket' diziliminde gösterilir.

(a,e,k,m,r,t,u,v,y) harflerinden ile oluşan bazı kelimeler

yuvayı yürütmek

evlilik birliğini sürdürmek: “Yuva kurma, yuvayı yürütme sorumluluğu yine benim üstümdeydi.” -C. Uçuk.

yete vurmak

At, eşek, katırda arka ayak ön ayağa çarpmak, yaralamak.

uvertür yapmak

tkz. bir şeye giriş niteliğinde söz söylemek veya davranışta bulunmak.

ustaya virmek

Zanaat öğrenmesi için bir usta yanına, çıraklığa vermek.

teraziye vurmak

iyice tartarak düşünmek.