nakavt olmak

nakavt olmak

boks maçında nakavtla yenilmek: Yüzüm gözüm kan içinde, yarı nakavt olmuş bir vaziyetle kapaklandım. -S. F. Abasıyanık.

nakavt olmak ile benzer kelimeler

İng. knock out

a. sp. Boks maçında yumruk etkisiyle yere düşen ve on saniye içinde kalkıp devam edemeyen oyuncunun yenilmesi durumu.

1) boks maçında nakavtla yenmek; 2) mec. mat etmek: Şekip Tunç'u nakavt etmişti. -Y. Z. Ortaç.

Başı dertte olmak, başının derdine düşmek.

1. Karşılaşmak, raslamak, yaklaşmak, mukarin olmak. 2. Meşgul olmak, çalışmak

Ganimete kavuşmak, zengin olmak

1. Yönelmek. 2. Rast gelmek, isabet etmek, musadif olmak, karşılaşmak. 3. Nail olmak, mazhar olmak, erişmek. 4. Delâlet etmek, uygun gelmek

Dışarı çıkmak

Yumrulaşmak, tümsekleşmek, pırtlak, fırlak olmak

'n', 'a', 'k', 'a', 'v', 't', ' ', 'o', 'l', 'm', 'a', 'k', şeklindedir.
nakavt olmak kelimesinin tersten yazılışı ' kamlo tvakan' diziliminde gösterilir.

voltasını almak argo 1) kaçmak, savuşmak; 2) çekilmek, gitmek.
toplanıvermek (nsz) (toplanı'vermek) Çok çabuk veya kısa zamanda toplanmak.
nevmit olmak çaresiz kalmak, umudu kalmamak: Bu dönüşlerde Fahim Bey yorgun, bezgin, nevmit olurmuş. -A. Ş. Hisar.
işten kovulma bk. işten atılma
davet olunmak çağrılmak: Neyse, sofraya davet olunduk. -N. Hikmet.