kulak
(I) a. 1. anat. Başın her iki yanında bulunan işitme organı: Kulaklarımın uğultusu içinde, söylediği lakırtıların hiçbirini duymuyordum. -H. C. Yalçın. 2. anat. Bu organın, sesleri toplayıp içeriye almaya yarayan dış bölümü: Elleriyle kulaklarını tıkayıp yatağının yanında tortop oldu. -H. E. Adıvar. 3. Balıklarda başın iki yanında bulunan ve ağızdan alıp solungaçlardan geçirdiği suyu dışarıya vermeye yarayan yarıklardan her biri. 4. müz. Telli çalgılarda tel germeye yarayan burgu. 5. Sabanın toprağa giren kısmının iki yanında bulunan ve toprağı yollara dökmeye yarayan parça. 6. coğ. Akarsuların ve özellikle göllerin karaya giren ve durgunlaşan yerleri. 7. mec. Seslerin uygunluğunu seçebilme ve değerlendirebilme yeteneği.
kulak, -ğı Rus.
(II) a. esk. Varlıklı Rus köylüsü.
kulak Fr. Oreille
kulak
Sabanın toprağa giren kısmının iki tarafında bulunan ve toprağı yanlara dökmeye yarayan parça.
kulak
1. Yağmur ve sel sularının toplandığı çukur, su yatakları. 2. Küçük dereler. 3. Arkların ya da göl ve dereden tarlaya alınan suyun ağzı. 4. Küçük vadi. 5. İki yol arasında kalan toprak parçası. 6. Akarsuların karaya giren ve durgunlaşan yerleri. 7. Göllerin karaya giren sivri kısımları. 8. Tarlanın köşesi, dar yeri.
kulak
Gücü sırığını koymaya yarayan dokuma aygıtının yan direkleri.
kulak
Köprünün iki yanındaki duvarlar : Köprünün kulağına oturdum.
kulak
Makbuz.
kulak
1. Oku boyunduruğa bağlayan kayış. 2. Kağnı arabalarında iki oku boyunduruğa yakın yerde birbirine tutturan sivri ağaç parçaları.
kulak
Telli müzik araçlarında akort vidası, burgu.
kulak
Koyun ve keçilerin butlarındaki açı biçiminde sinir.
kulak
Kenar.
kulak
Sarmısaklı yoğurt dökülerek yenilen bir hamur yemeği, mantı.
kulak
Kolayca taşınması için çuvalın ağzının iki yanına yapılan tutma yeri, kulp.
kulak
Çamlıklarda biten, yemeği yapılan bir çeşit ilkbahar bitkisi.
kulak İng. ear
İşitme organı; memelilerde dış, orta ve iç kulak bölgelerinden oluşan yapı.
kulak
Toprak sahibi olan, ücretli emek kullanarak tarımsal üretim yapan veya toprak ve tarımsal araçları kiraya vererek tefecilik yoluyla haksız kazanç sağlayan varlıklı Rus köylüsü.
kulak Osm. üzn
(zooloji)
kulak
Kotanın ayarını sağlayan iki demir parçası. (Akbulut *İspir -Erzurum)
kulak İng. ear
İşitme organı olup memelilerde dış-, orta-ve iç-kulak olmak üzere üç bölgeden meydana gelir.
Kulak
Afyon ili, Şuhut ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Kulak
İçel ili, Tarsus ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
kulak ile benzer kelimeler
devede kulak (veya kulak gibi) kalmak1) çok az önemi olmak, söz etmeye değer bulmamak: Kitaptan öğrendikleri, hayattan gözlediklerinin yanında devede kulak kalır. -S. Birsel. 2) yetersiz, çok küçük veya az olmak: Tekaüt aylıkları günün ihtiyaçları karşısında devede kulak gibi kalıyordu. -R. N. G... |
ağaç kulak1. Kara sabanın, yanlarına takılan ve toprağı iki tarafa atan ağaç. 2. Semerin ön ve arkasında bulunan ve hayvana yük yükletilirken ipleri geçirmeye yarıyan çıkıntılar. 3. Öküz arabalarında yokuşa veya inişe geçileceği zaman uzatılıp kısaltılan kayışın bağlandığı iki kulak. |
atalektatik orta kulak yangısıİng. (İng, atelectatic otitis mediaKulak zarı atalektazisi. |
baş ağır gerek, kulak sağırkişi ağırbaşlı olmalı ve dedikoduları dinlememelidir anlamında kullanılan bir söz. |
(bir şeye) kulak vermekdeğer vermek, önemsemek: Usa ve gerçeğe uygun anlatışlara kulak verenin olmadığı görüldü. -Halikarnas Balıkçısı. |
(bir şeye) kulak (veya kulaklarını) tıkamakbir şeyi duymazlıktan gelmek: Vücudu içinden duyduğu çöküntülere kulaklarını tıkar, gözlerini yumar. -A. Ş. Hisar. |
devede kulaka. 1. Bir bütüne göre ufak bir parça. 2. sf. Çok az, önemsiz: Bugünkü kargaşalığın baş sebebi, memlekette hakiki fikir adamlarının kabîlinden olmasıydı. -R. N. Güntekin. |
dış kulak, -ğıa. anat. Kulağın, kulak kepçesi ve yolundan oluşan bölümü. İng. external ear, auricle Memelilerde, kulağın ses dalgalarını alan kulak kepçesi ile yolundan oluşan, kulak zarı ile orta kulağa bağlanan bölgesi. |
"kulak" karakter analizi
- kulak, 5 karakter ile yazılır.
- k harfi ile başlar, k harfi ile biter.
Karakter dağılımı
- 'k', 'u', 'l', 'a', 'k', şeklindedir.
- kulak kelimesinin tersten yazılışı ' kaluk' diziliminde gösterilir.
(a,k,l,u) harflerinden ile oluşan bazı kelimeler
oluk sayısıİng. channel indication (number)TV. Her kuşaktaki olukları ayrı ayrı belirten, oluk seçiciye yazı |
cezaevi okuluİng. prison schoolBir cezaevinin içinde örgütlenen ve o cezaevinde bulunan hükümlülerin eğitimiyle görevl |
buvalıkÜvey baba |
yük-kutle oranıİng. charge-mass ratioYüklü bir parçacığın ya da bir üşerin, elektriksel yükünün kütlesine oranı. |
yuvarlatmak(-i, -e) Yuvarlama işini yaptırmak. |
kulak - Scrabble puan değerleri
Harf | Puan |
---|---|
k | 1 |
u | 2 |
l | 1 |
a | 1 |
k | 1 |
Toplam puan değeri | 6 |