kentsel yükümlülük

kentsel yükümlülük İng. urban servitude

Kamunun ya da bir kimsenin, bir başkasının toprağını ya da yapısını kullanma ya da bu taşınmazları dilediği gibi kullanabilmesini belli ölçülerde önleyebilme hakkı.


kentsel yükümlülük ile benzer kelimeler

cari yükümlülük

bk. ler

dar yükümlülük

İng. narrow fiscal obligation

Yasal oturum yerleri Türkiye'de olmayan gerçek ve tüzel kişilerin yurt içinde elde ettikleri kâr ve gelirler üzerinden vergilendirilmeleri.

parafiskal yükümlülük

bk. vergi benzeri yükümlülükler

tam yükümlülük

İng. total fiscal obligation

Türkiye'de yerleşmiş olanlarla, Devlet örgütlerinde ya da merkezi Türkiye'de bulunan kuruluş ve girişimlere bağlı olup söz konusu edilen kuruluşların işleri dolayısıyla yabancı ülkelerde oturan Türk vatandaşlarının bu kuruluşlar...

yasal yükümlülük payları

İng. légal dividends

İşletmenin kârı üzerinden sayışımlanan ve diğer kuruluşlara ödenmesi zorunlu olan kâr payları.

yükümlülük

, -ğü

a. Yapılması zorunlu olan iş veya bir işi yapma zorunluluğu, yükümlü olma durumu, yüküm, mükellefiyet, mecburiyet: “... milletlerarası hukuktan doğan ler ihlal edilmemek kaydıyla ... temel hak ve hürriyetlerin kullanılması kısmen veya tamamen durdurulabilir.” -...

yükümlülük belgesi

İng. certificates of authorship

Doğu Avrupa ülkelerinde bulgu belgesi yerine verilen ve bütün devlet kurumlarına, izinsiz yararlanma hakkı ve yetkisi sağlayan belge.

yükümlülük bulgusu

İng. obligation invention

Bir işletmedeki teknik çalışmalar sırasında sağlanan bulgu.


"kentsel yükümlülük" karakter analizi

  • kentsel yükümlülük, 18 karakter ile yazılır.
  • k harfi ile başlar, k harfi ile biter.

Karakter dağılımı

  • 'k', 'e', 'n', 't', 's', 'e', 'l', ' ', 'y', 'ü', 'k', 'ü', 'm', 'l', 'ü', 'l', 'ü', 'k', şeklindedir.
  • kentsel yükümlülük kelimesinin tersten yazılışı ' külülmüküy lestnek' diziliminde gösterilir.

(e,k,l,m,n,s,t,y,ü) harflerinden ile oluşan bazı kelimeler

yükseltgenmek

(nsz) kim. Oksitlenmek.


Osm. tahammuz etmek

(kimya)

yükseltgenme

a. Oksitlenme.


İng. oxydation

Bir öğecik ya da özdeciğin, eksicik v

yükselen titrem
İng. high tone

(Derleme.. yüksek ton) Anlatımda duygu ve düşüncelerin etkisine göre ses titreşimlerinin yü

yüksekten almak

olduğundan fazla böbürlenmek, abartılı davranmak: “Karşımdakilerin içtimai mevkileri ne kadar yüksek olursa ben o kadar yüks

yüklenme testi
Alm. Belastungsprobe

Kalp veya damar bulgularının belirgin olmadığı kuşkulu hastaların geçici bir egzersiz