kayma

kayma

a. 1. Kaymak (II) işi. 2. sin. ve TV Herhangi bir nedenle filmin atlaması, görüntünün perdeye veya ekrana tam olarak gelmemesi.

kayma

Bahçe çiti.

kayma

beşibiryerde, altın lira.

kayma

Yassı taş parçası.

kayma

Bezin kenarını kıvırarak dikme işlemi.

kayma İng. Glide

Gülle atmada, atış için ön hızı kazanmak amacıyla, atma döngüsü içinde yerden yükselmeden atış yerine doğru yapılan sekme.

kayma

bk. göreceli konum (değeri)

kayma İng. drift
kayma İng. slipping

Bir cismin sürtünme ya da sürtünmesiz bir yüzeyde ötelenme devinimi,

kayma İng. glisser

Balede yedi tür dans hareketinden biri.

kayma İng. shift

Spektral bir hattın dalga boyunda; yoğunluk, kütle, hareket, absorpsiyon, saçılma, yayınımdan kaynaklanan hafif değişiklik.

kayma Fr. glissement

(coğrafya)

kayma İng. 1. out of rack, misframe, 2. ghost image, (ABD) travel ghost

Sinema 1. Filmin herhangi bir nedenle atlamasıyla çerçevenin pencereyle çakışmasının önlendiği, bunun sonucu görüntülüğe, art arda gelen iki resmin yarı bölümlerinin yansıdığı bir gösterim bozukluğu; çerçeve kayması. 2. Örtücünün, filmin aralı devinimiyle eşlemeli çalışmamasından dolayı pencereyi iyice kapamaması sonucu, parlak nesnelerin birbiri üstüne binmiş gibi görünmesi; resim kayması.

kayma Fr. glisser

(Bal.) Yedi tür dans hareketlerinden biri.

Kayma Osm. Zelk

---

kayma ile benzer kelimeler

akma ve kayma kuramı İng. sliding theory Tortul katmanların, eğik bir yüzey üzerinde yerçekimi ile kaydığını ve bu olayla kıvrımların oluştuğunu ileri süren kuram.

antijenik kayma İng. antigenic shift Antijenik değişim.

gensel kayma İng. genetic drift Genlerin kuşaktan kuşağa geçişte gösterdikleri değişkenliğin sonucu olarak, gen türlerinde bir kuşaktan ötekine geçerken baş gösteren sıklık ayrımı.

izomerik kayma İng. isomeric shift Nükleer yüklü çekirdekte, elektron yoğunluğu etkileşiminde atom değerlik etkisiyle oluşan Mössbauer rezonansındaki kayma.

karaların kayma kuramı İng. Theory of Continental drift Kıtaların yeğni ve sert sioldan yapılı olduğunu ve okyanusların altındaki daha ağır ve daha düz sima üstünde yüzer durumda bulunduğunu, bu yüzden kayarak yerlerini değiştirdiğini ileri süren kuram.

kayma açısı İng. angle of slip Biçim değiştirmeye zorlanan bir akışkanın ya da yoğruk bir katının kuvvet doğrultusu ile kayan yüzeyleri arasındaki açı.

kayma devimi İng. drift, drift motion Bir cismin kayarak gitmesi.

kayma düzlemi İng. slip plane Kırılcanın bir yerinden bastırılmasıyla kayma gösteren özdecikler düzlemi.

---