kavruk

kavruk

sf. 1. Kavrulmuş olan. 2. Kurumaya yüz tutmuş: “Armutların en fenası, en kavruk, en lekeli ve en hamı bile asildir.” -R. H. Karay. 3. mec. Zayıf: “İşe yaramaz, cansız bir merkebimiz vardı. Sütsüz ve kavruk bir de dişi devemiz.” -N. F. Kısakürek. 4. mec. Yaşı ilerlemesine karşın iyi gelişememiş olan: “Kalem gibi baldırlı, kavruk çocuklara para verdim.” -S. F. Abasıyanık.


kavruk Fr. Aduste
kavruk

Kahve tavası.


kavruk

1. Patlamış mısır. 2.bk. kavut (I)-1. 3. Nişastası az olan buğday.


kavruk

1. Dertli, acı çeken. 2. Âşık, sevdalı.


kavruk

1. Bir kaç yıl önce kesilerek içi çürümüş, boşalmış ağaç. 2. Eğri büğrü tahta.


kavruk

Kavrulmuş ve dövülmüş tahıl ununun şeker ya da tatlı yemişle karışımı, helva.


kavruk

Kurumuş.


Kavruk Köken: T.

Cinsiyet: Erkek 1. Dertli, acı çeken. 2. Sevdalı, âşık.


kavruk ile benzer kelimeler

acı kavruk

Kırlarda yetişen ve yenen bir ot.


"kavruk" karakter analizi

  • kavruk, 6 karakter ile yazılır.
  • k harfi ile başlar, k harfi ile biter.

Karakter dağılımı

  • 'k', 'a', 'v', 'r', 'u', 'k', şeklindedir.
  • kavruk kelimesinin tersten yazılışı ' kurvak' diziliminde gösterilir.

(a,k,r,u,v) harflerinden ile oluşan bazı kelimeler

yuvarlatmak

(-i, -e) Yuvarlama işini yaptırmak.

Yukarıcivanlı

Iğdır ili, Gaziler bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

yavrulutavuk

Yerlere çukur kazarak, topla oynanan bir çocuk oyunu.

yanak vuruşu
Osm. Yüze vuruş

Tel başlığın sağ ya da sol yanak bölümüne kesici kılıçla yapılan vuruş.

vurulmak

(nsz) 1. Vurma işine konu olmak: “Yatak odasının kapısı vuruluyordu.” -M. C. Kuntay. 2. (-e) mec. Âşık o

kavruk - Scrabble puan değerleri

HarfPuan
k1
a1
v7
r1
u2
k1
Toplam puan değeri13