kapak

kapak, -ğı

a. 1. Her türlü kabın üstünü örtmeye veya bir deliği kapamaya yarayan nesne: “Evin en alt katına indik, oradan da bir mahzen kapağı açtılar.” -R. H. Karay. 2. Dolap, sandık vb.ni örtmeye yarayan parça: Dolap kapağı. 3. Kitap, defter vb.nin en üstüne geçirilen kılıf: “Kapağını, geceleri aynı masa etrafında buluştuğu ressamlardan birine çizdirecekti.” -A. İlhan. 4. Biçilen ağaç kütüklerinin iki yanından çıkan, düzgün olmayan tahta. 5. Zıvanada iki dış yan parça.


kapak

1. Bir tarafı düz, öteki tarafı yuvarlak kalas. 2. Biçilen ağaç kütüklerinin iki yanından çıkan düzgün olmayan tahta. 3. Hamur açmakta kullanılan dört ayaklı tahta. 4. Değirmenin çarkına basınçlı su gönderen ortası delik tahta. 5. Değirmende un doldurulan küçük el küreği.


kapak

Fidelere konulan ince gübre.


kapak

Yufka ekmeğin dörtte biri : Dört kapak ekmek yedim daha doymadım.


kapak

Üç yaşındaki tay.


kapak

Tarlayı sürmeye başlamadan önce sabanla ya da pullukla ayrılan bölümlerden biri.


kapak

Peynir tekeri.


kapak

Dam yapımında kullanılan, belli ende, boyda kesilmiş ağaç parçaları.


kapak Osm. kapak

1. Mobilyada, bazı bölümleri kapatan eleman. 2. Zıvanada iki dış yan parça. 3. Tomruğun dışından çıkan, bir yüzü düz, öbür yüzü eğmeçli tahta.


kapak İng. cover page
kapak İng. top (electric guitar)

Tonal dengeyi sağlamak, aynı zamanda güzel bir görünüm elde etmek amacıyla gövdeden farklı bir ağaçtan birkaç santimetre kalınlığında kesilerek gövdeye yapıştırılan parça.


kapak

bk. kapacık.


kapak Osm. takke

(matematik)


kapak

Tahtadan yapılmış eski bir savaş gemisi.


kapak

hlk. Sığır budunun dış yüzünde, kenar ve dilme parçaları arasında, sağrıdan dize kadar dikine uzanan bölgenin kaslarını içeren pastırmalık et parçası veya bu parçadan yapılan pastırma.


kapak ile benzer kelimeler

arka kapak

İng. backplate

Gitarda köprü, kontrol ve anahtar kapaklarının genel adı.

atriyoventriküler kapak displazisi

İng. atrioventricular valve dysplasia

Kalpte atriyoventriküler kapaklardaki yetmezlik sonucu kulakçığın aşırı genişlemesiyle karıncıkta hipertrofi görülmesi ve kapakçık yapraklarının kısalıp kalınlaşması.

biküspital kapak

İng. valva atrioventricularis sinistra, İng. bicuspid valve

anat. Kalpte sol kulakçıkla sol karıncık arasında yer alan, karıncıkların sistolü sırasında kanın sol kulakçığa geri akışını önleyen iki parçadan oluşan kapak, mitral kapak.

(bir şey) kapak atmak

aşırı, tıka basa dolmuş olmak: Elbise dolabı kapak atıyor.

devrilir kapak

bk. kapaç.

dış kapak

İng. outer cover

Kangalların tavlandığı fırınları, en üstten örten kapak.

diz kapak yöre

Fr. Prérotulien

düşme kapak

Osm.

İki yan ucundaki milli menteşeler yardımı ile dönerek açılan ve yatay konumda masa gibi de kullanılabilen mobilya kapağı.


"kapak" karakter analizi

  • kapak, 5 karakter ile yazılır.
  • k harfi ile başlar, k harfi ile biter.

Karakter dağılımı

  • 'k', 'a', 'p', 'a', 'k', şeklindedir.
  • kapak kelimesinin tersten yazılışı ' kapak' diziliminde gösterilir.

(a,k,p) harflerinden ile oluşan bazı kelimeler

yapyakın

zf. (ya'pyakın) Çok yakın: “Birimizin erişilmez uzaklarda gördüğünü öbürümüz görüyor.” -R. N. Güntekin.

yürek paralamak

çok üzmek: “Son yürek paralayıcı yalvarmama aldırış etmedi.” -H. R. Gürpınar.

Yukarıılıpınar

Kastamonu ili, İğdir bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

yapuşturmak

Yapıştırmak.


Tokat vurmak.

yaprak çay

a. Çayın yaprak kısmı.

kapak - Scrabble puan değerleri

HarfPuan
k1
a1
p5
a1
k1
Toplam puan değeri9