kalıntılar kuramı
Uygar bir toplumun, ilkellerde benzerleri saptanan halkbilim ürünlerini, o uygar toplumun ilkel çağlarından kalma birer kalıntı ürün olarak benimseyen insanbilim okulunun bir görüşü, bk. uygar toplum, ilkel, kalıntı, insanbilim okulu. krş. akrabalık kuramı.
kalıntılar kuramı ile benzer kelimeler
dönüştürülmüş kalıntılar karesiİng. squared transformed residuals |
kalıntılarİng. in arrears, outstandings, overduesÖneli gelmiş ve bitmiş olduğu halde ödenmemiş olan borç artıkları. |
standartlaştırılmış kalıntılarİng. standardized residuals |
kalıntılar yöntemiİng. method of residues(Mill) Bir etkinin açıklanamayan parçasının ondan önceki durumun parçasının sonucu olabileceği görüşüne dayanan tümevarım yöntemi. |
acyo faiz kuramıİng. agio theory of interestFaizi, kişilerin paraya bugün verdikleri değer ile gelecekte biçtikleri değer arasındaki farka dayanarak açıklayan ve Avusturyalı iktisatçı Böhm-Bawerk (1851-1914) tarafından ortaya atılan kuram. |
açıklanmış tercihler kuramıİng. theory of revealed preferencesTüketici dengesi çözümlemesinde, farklı gelir - fiyat seçenekleri karşısında tüketicinin gerçek tercihlerine dayanarak oluşturulan kuram. |
Adler kuramıİng. adler's theoryGerçek ya da düşsel olan, ten, tin ya da toplumla ilgili bir yetersizliğin kişide yarattığı aşağılık duygusunun sonucu olan çatışmaların, ödünleyici davranışlarla giderildiğini savunan kuram. |
Aftalion'un para kuramıİng. Aftalion's theory of moneyPara miktarı artmadan yalnızca paranın dolaşım hızındaki artış nedeniyle fiyatların ani yükselmesini açıklayan ve Aftalion tarafından geliştirilen kuram. |
"kalıntılar kuramı" karakter analizi
- kalıntılar kuramı, 17 karakter ile yazılır.
- k harfi ile başlar, ı harfi ile biter.
Karakter dağılımı
- 'k', 'a', 'l', 'ı', 'n', 't', 'ı', 'l', 'a', 'r', ' ', 'k', 'u', 'r', 'a', 'm', 'ı', şeklindedir.
- kalıntılar kuramı kelimesinin tersten yazılışı ' ımaruk ralıtnılak' diziliminde gösterilir.
(a,k,l,m,n,r,t,u,ı) harflerinden ile oluşan bazı kelimeler
yurtlandırmak(-i) Bir kimseye veya bir topluluğa yurt sağlamak, iskân etmek. bk. yerleştirmek. |
yumurta kanalıİng. ovtductYumurtalan, yumurtalıktan dışan taşıyan kanal. Ovidukt. |
yoğunlaştırmak(-i) Yoğun duruma getirmek, teksif etmek. Fr. Condenser |
umutlandırmak(-i) Umut vermek, umutlanmasına yol açmak, ümitlendirmek: Daha sonra bir iki dalga daha onu umutlandırarak sahile a |
tunçlaştırmak(-i) 1. Bir sembolü tunçtan yapılmış bir heykelle canlandırmak. 2. Tunç rengi kazandırmak. |