genom

genom Fr. génome

a. biy. Gametlerde bulunan kromozomlar.

genom İng. genom

Prokaryot ya da ökaryot organizmalardaki genetik materyalin hepsi.

genom İng. genome
genom

bk. jenom.

genom İng. genome

Bir gamette bulunan ve bir türe özgü en küçük sayıdaki bir seri kromozom, haploit sayıdaki kromozom.

genom İng. genome

Bireye bir veya her iki ebeveynden gelen gen takımı.

genom İng. genome

(Yun. genos = oğul) Bir gamette bulunan ve bir türe özgü olan en küçük sayıdaki bir seri kromozom; n sayıdaki kromozom.

genom ile benzer kelimeler

İng. diploid genome

Retrovirüslerde görülen, aynı dizilime sahip olan iki ipten oluşmuş genom yapısı.

bk. DNA kütüphanesi

İng. genom library

DNA kütüphanesi.

İng. extraction of genome

Hücre veya mikrobiyal etkenlerdeki genom yapılarının elde edilmesi işlemi.

toplumsal engel İng. social barrier Bir toplumsal sınıfı ya da katmanı oluşturan bireylerin daha elverişli durumdaki sınıf
tezgin olmak 1.bk. tezikmek-1. 2.bk. tezikmek-5. Bulunduğu yerden ya da sürüden ayrılıp uzaklaşmak (insan ya d
onamsız görüşme İng. informal interview Görüşmeciyle yanıtlayıcının biçimsel bir koşula ya da kurala bağlı kalmaksızın tam
koroner flegmon İng. coroner flegmon Ayağın korona bölgesindeki deri altı bağ dokusunun yangısı.
kangren olmak 1) vücudun bir yerindeki dokular ölmek; 2) mec. kangrenleşmek.