dar gıt

gıt

Ölü çıkan eve komşu ve akrabaları tarafından gönderilen yemek.

Çakmak taşına vurulan çelik.

Bir diş ısırmak (Erzincan Merkez)

< Ar. khıt: kıt

kıt

gıt sat

Çok az, pek az

apdesi dar almak

< Far. âb-dest: Alelacele abdest almak

(bir yerden) kendini dar atmak

güçlükle ve ivedi olarak bir yere sığınmak, kaçmak: “Zavallı ihtiyarlar, sabah oldu mu bir yangından kaçar gibi kendilerini evden dar atıyorlar, gece yarısına kadar kahvede oturuyorlar, kavga ediyorlar, uyukluyorlardı.” -R. N. Güntekin.

(birine) meydanı dar etmek

birini çok sıkıntıya sokmak, her yönden sıkıştırmak.

canını dar atmak

bir tehlikeden güçlükle kurtularak bir yere sığınmak.

dar

(I) sf. 1. İçine alacağı şeye oranla ölçüleri yetersiz olan, geniş ve bol karşıtı: “Bütün gece eski kentin sokaklarında dolaştım.” -A. Ağaoğlu. 2. Genişliği az veya yetersiz olan, ensiz, mikro: “Sahilleri kucaklayan tatlı meltemler, bu mahallenin sokaklarınd...

dar açı

a. mat. Ölçüsü 90 dereceden küçük olan açı.

38. Dikey açıdan eksik olan heraçı “” dır. Onun ölçüsü 90° den eksiktir. Misal :A ve D E F açılan lardır Şekil : 19 Şekil : 20

Ö...