al başlı

ak-başlı yelve

(Emberiza leucocephala): Ötücü-kuşlar (Passeriformes) takımının yelvegiller (Emberizidae) familyasından bir kuş türü. Uzunluğu 16 cm. Sırtı koyu kırmızı-kahverengi, karnı külrengi-beyazdır. Asyada su kenarlarında yaşar.

akıllı başlı

sf. Aklı başında: “Hiç unutmam, sandığım bir tanıdığım, sırf tepkilerimi sınamak amacıyla aynı gecede on dakika içinde beni önce frijit, sonra lezbiyen, en sonunda da feminist olmakla suçlamış, tam isterikliğimde karar kılacakken uygun bir dille kapı dışarı atmıştı...

Alman beyaz başlı etçi koyunu

Almanya’nın kuzey kıyılarında yetiştirilen, İngiliz etçi ırklarıyla yerli koyunların melezlenmesi sonucu elde edilmiş, nemli, fırtınalı deniz iklimine karşı çok dayanıklı, başlıca et veriminden yararlanılmasına karşın yapağı ...

Alman mavi başlı etçi koyunu

Geniş yapılı, beyaz yapağılı, başı mavi renkte olan, Almanya’da bulunan, boynuzsuz, koyu mavi renkte dar uzun kulaklara sahip, mavi ince bacakları olan koyun ırkı.

Alman siyah başlı etçi koyunu

Kuzey Batı Almanya’da yetiştirilen, Oxford, Southdown ve Hampshire gibi ırkların yerli koyunlarla melezlenmesi sonucu geliştirilmiş, baş ve bacaklar siyah vücut beyaz yapağıyla örtülü, döl verimi yüksek, ...

bağrı başlı

bk. bağrı başlu.

bağrı başlu, (bağrı baş, bağrı başlı)

Ciğeri, kalbi yaralı.

başlı

sf. Başı olan: “O zaman kırmızı kibritler vardı ya.” -P. Safa.

Tepeleme dolu, ağız ağıza dolu: Üç teneke buğday verdim.

1. Toptan, hepsi, tamamı. 2. Geçici olmayan, devamlı, sürekli olarak.