aksesuvar masası

aksesuvar masası İng. Stand-bye table

Oyuncuların el altında bulundurdukları sahne takımları masası.

aksesuvar masası ile benzer kelimeler

ağ denetim masası küçük uygulaması

İng. network control panel applet

alıcı denet masası

İng. camera control unit, CCU, camera control desk

TV. Alıcı denetinin gerçekleştirilmesini sağlayan, çeşitli denet araçlarıyla donatılmış masa. (Bu masa, eşeksenli bir kabloyla alıcıya bağlıdır).

ameliyat masası

a. Üzerinde ameliyat yapılan özel donanımlı masa: Hepsinde nda bayıltılmamış bir hasta yüzü vardır. -F. R. Atay.

İng. operating table

Üzerinde ameliyat yapılan, değişik açılar verilebilen ve ısıtıcılı gibi deği...

ana denetim masası

İng. control desk (console), console, panel, central control switcher, master control switcher, programme (ABD: program) switcher, continuity master, master switcher, presentation mixer

TV. İzlencelerin sürekli olarak birbirini izlemesi amacıyla görü...

aydınlatma masası

İng. lighting (control) console, lighting console (control equipment), light-change board

TV. Büyük televizyon işliklerinde bütün aydınlatma çalışmalarının uzaktan yönetim yoluyla gerçekleştirilmesini sağlayan masa.

bilardo masası

a. Üzerinde bilardo oynanan, yeşil çuha kaplı, delikli veya deliksiz masa.

bileştirme masası

bk. seslendirme masası.

bilgisayar masası

a. Bilgisayar ve eklentilerinin yer aldığı masa.

"aksesuvar masası" karakter analizi

aksesuvar masası, 16 karakter ile yazılır.
a harfi ile başlar, ı harfi ile biter.

Karakter dağılımı

'a', 'k', 's', 'e', 's', 'u', 'v', 'a', 'r', ' ', 'm', 'a', 's', 'a', 's', 'ı', şeklindedir.
aksesuvar masası kelimesinin tersten yazılışı ' ısasam ravuseska' diziliminde gösterilir.

(a,e,k,m,r,s,u,v,ı) harflerinden ile oluşan bazı kelimeler

yuvarsı kemer İng. dome, periclinal structure Genişlik ve uzunluk orantısı yaklaşık olarak 1/1 olan bir kemer kıvrım.
yuvarsı eklem İng. ball joint Birbirine bağlı iki parça arasındaki, her yönde devinime olanak veren yuvarlak eklem.
uspayı virmek Ölçülü davranma dersi, eğitimi vermek.
uspayı vermek Ölçülü davranma dersi, eğitimi vermek.
suçlayıvermek (-i) (suçlayı'vermek) Ayrıntılı düşünmeden suçlamak.