(bir şeyin) yolunu tutmak

(bir şeyin) yolunu tutmak

benimsemek, gereğini yerine getirmek: “Sen de biraz adamlığın yolunu tutmalısın.” -R. N. Güntekin.


(bir şeyin) yolunu tutmak ile benzer kelimeler

(bir işin veya bir şeyin) ucundan tutmak

1) bir şeyle meşgul olmak, katkı sağlamak, yardımcı olmak: “Ömür boyu hiçbir işin ucundan tutmamış insanlar için bile bir yaşlılık fonu düzenlenmiş.” -H. Taner. 2) mec. bir işi yeterince ilgilenmeden, önemsemeden yapmak.

(bir şeyin) dümenini elinde tutmak

yönetmek, istediği yöne doğru götürmek: “Başımıza gelenler, son elli yılda ekonominin dümenini elinde tutan sıfırlardan kaynaklanıyor.” -A. Boysan.

(bir şeyin) yerini tutmak

1) bulunmayan bir nesnenin yerini almak, onu aratmamak: “Hiçbir kahvaltı simitle çayın yerini tutamaz.” -S. F. Abasıyanık. 2) görevinden ayrılan birinin yaptığı işi yapabilmek.

yolunu tutmak

bir yere doğru gitmeye başlamak: “Bir süre sonra, kara kış gelince bakmış ki olacak gibi değil, güneyin yolunu tutmuş.” -T. Halman.

(bir şeyin, bir kimsenin) etrafını almak (veya sarmak)

çevresinde toplanmak, ortaya almak, kuşatmak: “Ön arabanın karşısına geçerler, bohçacı ve yazmacı kadınların tuhaflığa vurarak etrafını alırlar.” -R. H. Karay. “Herkes etrafımı sarmış, beni hararetle tebrik ediyorlardı.” -N. F. Kısakürek.

(bir şeyin, bir kimsenin) üstüne üstüne gitmek

çekinmeden sonucu tehlikeli olabilecek bir şeyle uğraşmak, yılmamak.

(bir şeyin) üstüne bir bardak (soğuk) su içmek

alay o işten umudunu kesmek, o işin olacağına inanmamak, o işten vazgeçmek.

(bir şeyin) üzerine bir bardak (soğuk) su içmek

alay üstüne bir bardak su içmek.


"(bir şeyin) yolunu tutmak" karakter analizi

  • (bir şeyin) yolunu tutmak, 25 karakter ile yazılır.
  • ( harfi ile başlar, k harfi ile biter.

Karakter dağılımı

  • '(', 'b', 'i', 'r', ' ', 'ş', 'e', 'y', 'i', 'n', ')', ' ', 'y', 'o', 'l', 'u', 'n', 'u', ' ', 't', 'u', 't', 'm', 'a', 'k', şeklindedir.
  • (bir şeyin) yolunu tutmak kelimesinin tersten yazılışı ' kamtut unuloy )niyeş rib(' diziliminde gösterilir.