yük
a. 1. Araba, hayvan vb.nin taşıdığı şeylerin hepsi: Çölde yük götüren vasıta develer, insan taşıyan vasıta hecinlerdir. -F. R. Atay. 2. Bir şeyin ağırlığı. 3. Araba, hayvan vb.nin taşıyabildiği miktar: Bir araba yükü odun. 4. Eşya: Bütün yükü bu bavul. 5. mec. Birinin üzerine almak zorunda kaldığı ağır görev: Ben bu yükün altına giremem. Bu yüke herkes katlanamaz. 6. mec. Tedirginlik veren şey, engel. 7. fiz. Bir cismin yüzeyinde biriken elektrik miktarı. 8. tar. Yüz bin kuruşluk mal veya tutar: Mademki öyledir, bir yük getirip satan herkes iki akçe versin. -T. Buğra. 9. hlk. Doğacak bebek. 10. esk. Yüklük: Haydi şu yüke giriver!.. -S. F. Abasıyanık.
yük Fr. Faix
yük
1. Beş kilelik ya da aşağı yukarı yüz kiloluk ürün. 2. Hayvan üstündeki iki küfe ağırlık.
yük
Para ölçüsü olarak bin lira.
yük
Yatak.
yük İng. load
yük İng. charge
Çevresinde kıvıl alan yaratan, artı ya da eksi alabilen temel tanecik özelliği, niceliği.
yük İng. 1-charge, 2- load
1. Bir özdeğin ya da bir ortamın eksicik önelcik dengesinin bozulması ile oluşan elektriklik hali. 2 Bir elektrik çevriminin ya da bir işlergenin güç çıktısı.
yük
külfet.
yük İng. cargo
Herhangi bir taşıma aracıyla taşınacak, taşınmakta olan veya taşınması bitmiş mal.
yük, elektrik İng. charge
1.Maddedeki elektrik miktarı, elektron eksikliği ya da fazlalığı. 2.Elektriğin maddeden ya da ortamdan geçen miktarı.
yük İng. freight
1. Gemiye taşınmak üzere yüklenilen her çeşit mal. 2. Deniz mal taşımalarında sözleşmesi gereğince ödenen taşıma ücreti.
yük İng. charge; load
1. İşlem için fırın ya da yunağa bir kerede konan metalin ağırlığı. 2. Bir nesnenin üzerine binen ağırlık.
yük İng. charge
Reaktör kalbine konulan yeni yakıt unsurlarının tamamı.
yük, yükleme Osm. hamûle
doldurma (fizik)
yük İng. charge
Bir yoğunlaç ya da akımsaklar üzerinde toplanmış erke.
yük İng. load
Ruhsal sağaltımla ya da toplumsal yardımla uğraşan uzmanların belirli bir zamanda üzerinde çalıştıkları kişilerin sayısı.
yük
1. Osmanlılarda 100.000 akçe tutarında para. 2. İpek için kullanılan bir ağırlık ölçeği.
yük İng. charge
1. elektrik: Bir nesnenin yüzeyinde biriken elektrik niceliği. 2. fizik: Çevresinde elektrik alanı yaratan, artı ya da eksi alabilen temel tanecik özelliği, niceliği.
yük
Rahimdeki çocuk, cenin.
Yük Osm. Hamule
yük ile benzer kelimeler
acemi katır kapı önünde yük indirirbeceriksiz ve anlayışsız kişi, kendisine yaptırılan işi en önemli yerinde bırakır anlamında kullanılan bir söz. |
adam adama yük değil, can gövdeye mülk değilkonuğumuzdan veya yanımıza bir iş için gelen kimseden yüksünmemeliyiz çünkü onlar yanımızda sürekli olarak kalmazlar anlamında kullanılan bir söz. |
aşırı yüka. fiz. Elektrikli araçların olağan çalışma şartlarında karşılaştıkları aşırı akım durumu. |
baz yüka. Bir zaman dönemi boyunca en düşük yük. |
(birine) yük olmak1) bir kimse, sıkıntılı bir işini başkasına yaptırmak: Onların hepsinde sanki bulundukları yere yük oluyorlarmış gibi utangaç ve ürkek bir hâl vardır. -B. R. Eyuboğlu. 2) kendisi için başkasına para harcatmak, masraf yaptırmak: Bunları gazetelere verebilirsem amca... |
bölümsel yükİng. part loadBir motorun tam yük dışında herhangi bir çalışma konumunun yükü. |
çekirdeksel yükİng. nuclear chargeBir öğecik çekirdeğindeki toplam artı elektrik yükü. |
değişken yükİng. variable load |
"yük" karakter analizi
- yük, 3 karakter ile yazılır.
- y harfi ile başlar, k harfi ile biter.
Karakter dağılımı
- 'y', 'ü', 'k', şeklindedir.
- yük kelimesinin tersten yazılışı ' küy' diziliminde gösterilir.
(k,y,ü) harflerinden ile oluşan bazı kelimeler
tüneldeki yılanbk. Avrupa Para Yılanı Sistemi |
yüzgeç kaidesiİng. fin baseBir yüzgecin vücuttan çıktığı bölgesi. |
yüyrükGüçlü, çevik, çalışkan, eline ayağına çabuk Kolay, çabuk giden (araba). |
YüylükKütahya ili, Dumlupınar ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi. |
yürek paralamakçok üzmek: Son yürek paralayıcı yalvarmama aldırış etmedi. -H. R. Gürpınar. |
yük - Scrabble puan değerleri
Harf | Puan |
---|---|
y | 3 |
ü | 3 |
k | 1 |
Toplam puan değeri | 7 |