baz yük

baz yük

a. Bir zaman dönemi boyunca en düşük yük.

baz yük ile benzer kelimeler

İng. acid/base indicators

Asit ve baz şekilleri farklı ve kuvvetli renkte olan zayıf organik asitler veya bazlar.

İng. acid-base balance, acid-base equilibrium

Kanda uygun pH'yı devam ettirmek üzere asitlerin bazlara oranındaki denge.

İng. acid-base equilibrium, acid- base balance

Kanda uygun pHyı devam ettirmek üzere ...

Fr. base

sf. 1. Temel: Baz fiyat. 2. a. kim. Bir asitle birleştiğinde bir tuz oluşturan madde.

İri, büyük, gösterişli, güçlü kuvvetli.

1. Somun biçimine konmuş ekmek v...

Bağ, kavun, karpuz gibi bitkilerin köklerini çukurlaştırmak.

esas veya temel olarak almak.

İng. base analogue

Nükleotitlerde yer alan ve mutasyonlara sebep olan, 5-fluorositozin, 5-fluorourasil gibi normal bazlardan çok az farklı olan pürin ve pirimidinler.

İng. base analogs

RNA veya DNAda doğal ...

İng. base dissociation constant

Zayıf bir baz ile onun konjuge asidi arasında, seyreltik çözeltide oluşan dengeyi tanımlayan ifade.

İng. base pair

1. Nükleikasit moleküllerinde bir baz çiftine karşılık gelen uzunluk birimi. 2. Nükleik asitlerde hidrojenle bağlı bir çift baz.

baz çifti İng. base pair

DNAnın yapısındaki iki polinükleotit z...

Büyükkozluca Tokat ili, İğdir bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
büyük nabız Lat. pulsus magnus Atardamarların dolgunluğunun arttığı nabız, pulzus magnus. Sol kalp hipertrofisinde m
yüzüne bakmamak 1) önem vermemek, ilgilenmemek; 2) darılmak, gücenmek.
Yüzükbaşı Ankara ili, Yenimehmetli bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
yüzü bozulmak Üzüntüden yüzü bembeyaz olmak