kurak

kurak

sf. 1. Yağışsız (hava, mevsim, yıl): Kurak bir yıl geçiriyoruz. 2. Nem tutmayan, çabuk kuruyuveren, çorak (toprak): “Bulunduğu toprağın ve yerin sulak, kurak, sıcak ve soğuk olmasına göre gelişir.” -B. Felek.

kurak Fr. Sec, sèche
kurak

1. Saçak altı, çardak. 2. Keklik avında avcıların gizlendikleri yer. 3. Tuzak olarak kullanılan evcil kekliğin kafesiyle konulduğu yüksek yer ya da ağaç.

kurak

Düzen, oyun

kurak Osm. yâbis

(coğrafya)

---

kurak ile benzer kelimeler

çiftçiye yağmur, yolcuya kurak; cümlenin muradını verecek Hak “kullar Tanrı'dan kendilerine gerekli olan şeyleri dilerler, bu dilekleri kabul edecek olan Tanrı'dır” anlamında kullanılan bir söz.

kurak bitkileri Dgr. die dürrepflanzen

kurak bölge İng. arid region Yılda 250 mm'den daha az yağış alan ve buharlaşmanın fazla, bitki örtüsünün az olduğu bölgeler. Arid bölge.

kurak derice Fr. Dyshidrose Fr. Xerodermie

kurak dönemi Dgr. dürreperiode

kurak gözce Fr. Sclérophtalmie

kurak gözçe Fr. Xérophtalmie

kurak iklim Dgr. arides klima

---