kulak vermek

kulak vermek

merak edip dinlemek, işitmeye çalışmak: “Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın / Bir vatan kalbinin attığı yerdir” -N. H. Onan.


kulak vermek ile benzer kelimeler

tanıklık vermek, (tanukluk vermek, tanuhluh vermek, danukluk vermek)

1. Şahitlik etmek, şahadette bulunmak. 2. Kanaât getirmek, hükmetmek. 3. "Kelime-i şahadet" getirmek.

devede kulak (veya kulak gibi) kalmak

1) çok az önemi olmak, söz etmeye değer bulmamak: “Kitaptan öğrendikleri, hayattan gözlediklerinin yanında devede kulak kalır.” -S. Birsel. 2) yetersiz, çok küçük veya az olmak: “Tekaüt aylıkları günün ihtiyaçları karşısında devede kulak gibi kalıyordu.” -R. N. G...

(bir şeye) kulak vermek

değer vermek, önemsemek: “Usa ve gerçeğe uygun anlatışlara kulak verenin olmadığı görüldü.” -Halikarnas Balıkçısı.

döş vermek, (döşün vermek)

Bağrını yaslamak, karar kılmak, konaklamak

duruş vermek, (turuş vermek)

Mukavemet etmek, karşı koymak

hesap vermek (veya hesabını vermek)

1) bir işin sorumluluğunu yüklenmek: “Hesap verin bakalım, nerelerde sürtüyordunuz bu saatlere kadar?” -R. N. Güntekin. 2) herhangi bir davranışın sebebini açıklamak, anlatmak: “Evvela, sana birkaç haftadır mektup yazamayışımın hesabını vereyim.” -R. N. Güntekin....

korku vermek, (korhu vermek)

Korkutmak

salık vermek, (salı vermek)

Haber vermek, bir şeyin bulunduğu yeri tarif etmek.


"kulak vermek" karakter analizi

  • kulak vermek, 12 karakter ile yazılır.
  • k harfi ile başlar, k harfi ile biter.

Karakter dağılımı

  • 'k', 'u', 'l', 'a', 'k', ' ', 'v', 'e', 'r', 'm', 'e', 'k', şeklindedir.
  • kulak vermek kelimesinin tersten yazılışı ' kemrev kaluk' diziliminde gösterilir.

(a,e,k,l,m,r,u,v) harflerinden ile oluşan bazı kelimeler

işlevsel kuram
İng. functional theory

Halkbilim olay ya da ürünlerinin halkın yaşam düzeni içinde, son derece uyum göster

yuvarsı eklem
İng. ball joint

Birbirine bağlı iki parça arasındaki, her yönde devinime olanak veren yuvarlak eklem.

yuvarlayıvermek

(-i) (yuvarlayı'vermek) Ansızın veya çabucak yuvarlamak: “Misyonerin yanı başında duran sarı bavulun üstüne atılarak

yuvarlayabilmek

(-i) Yuvarlama imkânı veya olasılığı bulunmak.

yuvarlanıvermek

(-e) (yuvarlanı'vermek) Ansızın yuvarlanmak: “Daha az evvel hoplaya zıplaya doruklarında dolaştığı mutluluktan tepet

kulak vermek - Scrabble puan değerleri

HarfPuan
k1
u2
l1
a1
k1
v7
e1
r1
m2
e1
k1
Toplam puan değeri19