hesap vermek (veya hesabını vermek)
1) bir işin sorumluluğunu yüklenmek: Hesap verin bakalım, nerelerde sürtüyordunuz bu saatlere kadar? -R. N. Güntekin. 2) herhangi bir davranışın sebebini açıklamak, anlatmak: Evvela, sana birkaç haftadır mektup yazamayışımın hesabını vereyim. -R. N. Güntekin.
hesap vermek (veya hesabını vermek) ile benzer kelimeler
tanıklık vermek, (tanukluk vermek, tanuhluh vermek, danukluk vermek)1. Şahitlik etmek, şahadette bulunmak. 2. Kanaât getirmek, hükmetmek. 3. "Kelime-i şahadet" getirmek. |
hesabını almakbir iş sonunda hakkını almak. |
hesabını bilmektutumlu olmak. |
hesabını bilmeyen kasap, ne satır bırakır ne masathesabını bilmeyen kişi elinde, avucunda bulunan işe yarar şeyleri de ziyan eder anlamında kullanılan bir söz. |
hesabını görmek1) alacağını verip ilişiğini kesmek; 2) cezalandırmak; 3) ücretini ödemek: Kemeraltı Caddesi'ne varınca arabadan inerek hesabını gördüm. -H. Z. Uşaklıgil. |
hesabını kitabını bilmektutumlu olmak: Ayşe hesabını kitabını bilir, tutumlu bir ev kadınıydı. -Halikarnas Balıkçısı. |
bilmem hangi (veya kaç veya kim veya nasıl veya ne)önemli veya anlatılması gerekli görülmeyen şeyler için kullanılan bir söz: Bilmem hangi dairede kâtipmiş. |
eşi benzeri (veya manendi veya menendi) olmamak (veya bulunmamak veya yok)benzeri olmamak: Allah rahmet eylesin, eşi menendi bulunmaz bir adamdı Nazmi Albay. -A. Ümit. Bir iki çıkışı, Arap Kadir'in bir eşi benzeri bulunmadığı gerçeğini ortaya koymuştu. -K. Korcan. Bizim dairenin müdürünün bir eşi benzeri daha yoktur. -M. ... |
"hesap vermek (veya hesabını vermek)" karakter analizi
- hesap vermek (veya hesabını vermek), 35 karakter ile yazılır.
- h harfi ile başlar, ) harfi ile biter.
Karakter dağılımı
- 'h', 'e', 's', 'a', 'p', ' ', 'v', 'e', 'r', 'm', 'e', 'k', ' ', '(', 'v', 'e', 'y', 'a', ' ', 'h', 'e', 's', 'a', 'b', 'ı', 'n', 'ı', ' ', 'v', 'e', 'r', 'm', 'e', 'k', ')', şeklindedir.
- hesap vermek (veya hesabını vermek) kelimesinin tersten yazılışı ' )kemrev ınıbaseh ayev( kemrev paseh' diziliminde gösterilir.