kendini ele vermek

kendini ele vermek

yaptığı bir davranış veya söylediği bir sözle kendi suçunu ortaya çıkarmak: “Çünkü âdeta kendimi ele vermiştim.” -H. E. Adıvar.


kendini ele vermek ile benzer kelimeler

tanıklık vermek, (tanukluk vermek, tanuhluh vermek, danukluk vermek)

1. Şahitlik etmek, şahadette bulunmak. 2. Kanaât getirmek, hükmetmek. 3. "Kelime-i şahadet" getirmek.

êle êle

Öylelikle

ele getirmek, (ele getürmek)

Ele geçirmek, elde etmek, yakalamak, kazanmak.

boğazı ele vermek

Yakalanmak, yakayı ele vermek.

dizginleri ele vermek

başkasının yönetimini kabullenmek: “O koşturmalar yakayı kaptırışın, dizginleri ele verişin açıklamaları gibi geliyordu ona.” -T. Buğra.

el ele vermek

1) el tutuşmak: “Haydi, ateş dansı yapalım deniyor, el ele verip bir halay çekiyoruz.” -A. Erhat. 2) mec. birlikte davranmak, bir konuda birleşmek: “Yoksa el ele verip hep beraber dünyayı mı uçuralım?” -N. F. Kısakürek.

ele vermek

1) suçlu bir kimseyi haber verip yakalatmak, ihbar etmek: “O adamlar kim ise haber vermeli, dikkat etsinler, kendilerini sakın ele vermesinler.” -H. E. Adıvar. 2) herhangi kötü bir şey yapanın yaptığını herkese bildirmek; 3) ortaya çıkarmak: “İki kaşının arasında, ya...

sakalı ele vermek (veya kaptırmak)

başkasının sözünden çıkmayacak bir duruma düşmek: “Yumuşak durmak, yalvarmak, sakalı ele vermek demektir, sonra artık evin idaresi ne olacak?” -M. Ş. Esendal.


"kendini ele vermek" karakter analizi

  • kendini ele vermek, 18 karakter ile yazılır.
  • k harfi ile başlar, k harfi ile biter.

Karakter dağılımı

  • 'k', 'e', 'n', 'd', 'i', 'n', 'i', ' ', 'e', 'l', 'e', ' ', 'v', 'e', 'r', 'm', 'e', 'k', şeklindedir.
  • kendini ele vermek kelimesinin tersten yazılışı ' kemrev ele inidnek' diziliminde gösterilir.

(d,e,i,k,l,m,n,r,v) harflerinden ile oluşan bazı kelimeler

zevklendirmek

(-i) Zevklenme işini yaptırmak.

zevklendirme

a. Zevklendirmek işi.

yumruk eldiveni
İng. Boxing-glove

Yumrukoyuncularının karşılaşma ya da çalışmalarda ellerine giydikleri, 0,227 kg. ağırlığ

yoldan çevirmek

gideni durdurmak, gitmesine engel olmak.

vergilendirmek

(-i) Bir kimseyi veya bir şeyi vergiye bağlamak.