kendine mal etmek
1) benimsemek veya saymak: Fakat hiçbir taraf beni kendine mal edemiyordu. -H. Taner. 2) başkasının yaptığı işi kendisi yapmış gibi göstermek.
kendine mal etmek ile benzer kelimeler
kendine dert etmekbir şeyi üzüntü konusu yapmak. |
her dağın derdi kendine göreherkesin kendi durumuna bağlı olarak sorunları vardır anlamında kullanılan bir söz. |
iğneyi kendine, çuvaldızı başkasına batırbaşkasına zararı dokunacak bir davranışı yapmadan önce iyi düşün, kendi kendini eleştir anlamında kullanılan bir söz. |
iktisaden kendi kendine yeterlilikbk. kendine yeterlik 2 |
iktisadi kendine yeterlilikbk. kendine yeterlik 2 |
kendi kendinezf. 1. Kimseye danışmaksızın, kimseyle ilgisi, ilişkisi olmadan. 2. Yalnız başına: Kendi kendine, dağ başında bir can yaşayabiliyor musun? -H. R. Gürpınar. 3. Kendisine: Ona âşık olduğunu itiraf edemedi. -P. Safa. 4. Başkasının yardımı ve ortaklığı o... |
kendi kendine döllenmeİng. self-fecundationGenellikle konakların bağırsaklarında tek olarak bulunan büyük sestodlarda ön halkalarda sperm olgunlaşırken orta ve arka halkalarda oositler olgunlaşması. İng. self-fecundation Genelli... |
kendi kendine gelin güveyi olmakilgilinin nasıl karşılayacağını düşünmeden bir işi olmuş bitmiş sayarak sevinmek: Kız kardeşi ile Mahir daha ortada fol yok yumurta yokken gelin güveyi olmuşlar. -H. R. Gürpınar. |
"kendine mal etmek" karakter analizi
- kendine mal etmek, 17 karakter ile yazılır.
- k harfi ile başlar, k harfi ile biter.
Karakter dağılımı
- 'k', 'e', 'n', 'd', 'i', 'n', 'e', ' ', 'm', 'a', 'l', ' ', 'e', 't', 'm', 'e', 'k', şeklindedir.
- kendine mal etmek kelimesinin tersten yazılışı ' kemte lam enidnek' diziliminde gösterilir.
(a,d,e,i,k,l,m,n,t) harflerinden ile oluşan bazı kelimeler
yoldan iletmekYoldan çıkarmak. |
yakıtla denetimİng. fuel controlYakıtın özelliğinin, konumunun ya da miktarının, reaktifliği değiştirecek biçimde ayarla |
teniyi ısladmakYemeklik olarak buğday ve yan ürünlerini ıslatmak, suya koymak |
tekelinde olmakherhangi bir şey tekeli altında bulunmak, elinde tutmak, inhisarında olmak. |
tedirgin olmakhuzuru kaçmak: Bir kez daha çocuğun taşkın neşesinden tedirgin oldu yaşlı kadın. -E. Şafak. |