ek oylum

ek oylum

a. mim. Camilerde yarım kubbelerin iki veya üç yanında küçük yarım kubbelerle yapılan oylum eklemleri.

ek oylum ile benzer kelimeler

zf. Oymalı, girintili çıkıntılı bir biçimde: Benim için açtı bu güller / Oylum oylum, katmer katmer -B. R. Eyuboğlu.

1. Parça parça. 2. Yer yer. 3. Girintili çıkıntılı. 4. Öbek öbek.

Parça parça.

<...

İng. free volume

Sıvı içindeki bir özdeciğin ufak tefek devinimlerine olanak veren, sıvı yapısının sayıtım düzeneği kuramında kullanılan oylum: Vf.

İng. volume of a solid of revolution

Bir düzlemsel alanın bir eksen çevresinde dönmesiyle oluşan katı oyutun oylumu.

İng. critical volume

Bir sıvının ya da bir uçunun bir gramının dönüşül sıcaklık ve basınç altında kapladığı oylum.

İng. critical volome

Dönüşül basınç ve sıcaklıktaki gazın oylumu.

Alm. Luftperspektive, Farbenperspektive

(Resim) Resimde derinlik çizimi kullanılmadan, yalnız renk değerleri ile sağlanan derinlik izlenimi.

İng. reduced volume

Belli bir sıcaklık ve basınçtaki özdemsel oylumun, o özdeğin bunalgı noktasındaki oylumuna oranı.

İng. excluded volume

Özdecikler ortamı içinde dolaşan bir özdeciğin taradığı, onun için başka özdeciklerîn kaplayamadığı oylum.

sf. 1. İçi oyulmuş, çukur duruma getirilmiş. 2. a. Resimde derinlik, üç boyutluk etkisi, mimarlıkta mekân karşılığı. 3. a. Hacim.

1. Koyak. 2. Büklüm. 3. Kayalık yer. 4. Arazinin bir parçası. 5. Alan, çevre. 6. Ağaç dikilecek...

koşullu yönetim İng. Constitutional system of government Hükümdarın başında bulunduğu bir yürütme organının yanında, yasam
berilyum klorür İng. beryllium chloride Formülü BeCl2, mol kütlesi 80,9 g, e.n. 400 °C olan , suda kolay çözünen, alkol, b
yüreği bozulmak bunalmak, sıkılmak: Yüreği bozulanların gözleri karanlık koridorlara, kapılara, pencerelere kaydı. -L. Tekin.
yükleme dozu İng. loading dose İlaç konsantrasyonunu plato seviyesine hemen çıkarmak için verilen doz.
yönetim konsolu bk. yönetim işleticisi uçbirimi