ders vermek

ders vermek

1) öğretmek, yetiştirmek: İyi konuşurdu, ders vermek sanatını bilirdi. 2) azarlamak, sert davranmak, sert bir karşılıkla yola getirmek: “Evvela kendi kendisini cezalandırdı, sonra kendisi gibi yaşamak istemeyenlere ders verdi.” -P. Safa.


ders vermek ile benzer kelimeler

tanıklık vermek, (tanukluk vermek, tanuhluh vermek, danukluk vermek)

1. Şahitlik etmek, şahadette bulunmak. 2. Kanaât getirmek, hükmetmek. 3. "Kelime-i şahadet" getirmek.

canlı ders gereçleri

İng. living materials, live materials

Öğretimde ders gereci olarak daha çok doğal ortamları içinde ve canlıyken yararlanılan varlıklara verilen genel ad.

cansız ders gereçleri

İng. non-living materials

Öğretimde kullanılan ve canlı varlıklar dışında kalan kitap, harita vb. gereçlerin tümüne verilen ad.

ders

Ar.

a. 1. Öğretmenin öğrenciye belirli bir sürede verdiği bilgi: “Mektepten kaçmıyor, bazı lerden zevk alıp saatlerce çalıştığım oluyordu.” -S. F. Abasıyanık. 2. Bu bilgi aktarımı için ayrılan süre: Dersin bitmesine beş dakika var...

ders almak

1) bir konu üzerinde bir öğrenci yetkili bir kimseden bilgi edinmek; 2) mec. bir olaydan deneyim kazanmak, ibret almak: “Demokrasiyle ilgili sorunlara tanık olmuş ve önemli dersler almıştı.” -H. Topuz.

ders araç-gereçleri

İng. instructional materials

Öğretim çalışmalarının etki ve verimini arttırmak amacıyla öğretmen ve öğrencilerin yararlanmaları için yapılmış olan türlü araç ve gereçlere verilen genel ad.

ders başı

a. Öğrencilerin tatil sonrası yeni öğretime başlaması.

ders başı etmek (veya yapmak)

tatil sonrası öğrenciler yeni öğretime başlamak.


"ders vermek" karakter analizi

  • ders vermek, 11 karakter ile yazılır.
  • d harfi ile başlar, k harfi ile biter.

Karakter dağılımı

  • 'd', 'e', 'r', 's', ' ', 'v', 'e', 'r', 'm', 'e', 'k', şeklindedir.
  • ders vermek kelimesinin tersten yazılışı ' kemrev sred' diziliminde gösterilir.

(d,e,k,m,r,s,v) harflerinden ile oluşan bazı kelimeler

servis edilmek

özel bir bilgi veya belge haber kaynağı tarafından istenilen yayın organına gönderilmek.

abdest vermek

İyice darılmak, haşlamak.

yardımseverlik
, -ği

a. Hayırseverlik: “Sevimliliğinden, yardımseverliğinden hiçbir şey yitirmemişti.” -A. Kutlu.

tehdit savurmak

korkutmak, gözdağı vermek: “Adam -bunu sizin yanınıza komam, ikinizi de temizleyeceğim- diye tehdit savuruyormuş.” -H. T

sürekli devinim
İng. continuous movement (motion, run)

Sinema Filmin aralı devinime uğramaksızın düzgün geçişi. Ara

ders vermek - Scrabble puan değerleri

HarfPuan
d3
e1
r1
s2
v7
e1
r1
m2
e1
k1
Toplam puan değeri20