bir yandan

bir anaya bir kız, bir kafaya bir göz

“bir başa bir göz ne kadar gerekli ise bir anneye bir kız da o denli gereklidir” anlamında kullanılan bir söz.

bir mıh bir nal kurtarır, bir nal bir at kurtarır

“herhangi bir olayı, bir işi, bir ödevi küçümsememek, önemle ele almak gerekir” anlamında kullanılan bir söz.

öte yandan

zf. Diğer taraftan, başka bir yönden, karşılık olarak: “Tabii sevindim ilk duyduğum anda. Öte yandan üzüldüm.” -A. Kutlu.

yandan

bk. yan

Dilin yan tarafından çıkan ( abanık ).

yandan aydınlatma

Sinema/TV. Konunun ya da görünçlüğün yandan aydınlatılması durumu.

Sahneye ve kişilere sahnenin yanından verilen ışık.

yandan boşaltmalı yükleyici

yandan çarklı

sf. 1. Her iki yanında birer çarkı bulunan ve bu çarklarla ağır hareket eden (vapur): “Yandan çarklı ilk altı vapur 1854 yılında işlemeye başladı.” -A. Boysan. 2. a. argo Şekeri yanına konulmuş olan kahve veya çay. 3. a. argo Çaçaron.

yandan dişli