bir yana etmek, (bir yan etmek )

bir yana etmek, (bir yan etmek )

Bertaraf etmek, ortadan kaldırmak.

bir yana etmek, (bir yan etmek ) ile benzer kelimeler

bir varlığa çok değer verildiğini anlatmak için kullanılan bir söz: Mercan Usta bir yana dünya bir yana. -Halikarnas Balıkçısı.

rastgele, birçok yere, çeşitli yönlere.

zf. 1. Döne döne, tekrar tekrar. 2. Yanarak: Her kime derdim yansam / Yana yana gez derler -Halk türküsü.

ısrarla, içtenlikle dilemek: Bir babam olduğunu, nasıl yana yana istediğini size anlatamam. -M. Ş. Esendal.

İng. collocation of known integers without interrelation

Bilinen ve birbirleriyle ilgili olmayan öğelerin, sözgelişi tuzla tozun yan yana konulması (Bunlar bulgudan sayılmaz).

sf. 1. Birbirinin yanında olan: Burada, iki odamız vardı. -A. Kutlu. 2. zf. Biri ötekinin yanında olarak: Hiçbir yerde gelmedik. -A. Ağaoğlu.

İng. side by side

İng. juxtaposition

Aralarında kimyasal bir kaynaşma olmaksızın, bilinen öğelerin yanyana konulması (Bu durumda belge verilmez, çünkü bir bulgu söz konusu değildir).

İng. side-by-side parlours, abreast parlours

Paralel sağım tesisi.

'b', 'i', 'r', ' ', 'y', 'a', 'n', 'a', ' ', 'e', 't', 'm', 'e', 'k', ',', ' ', '(', 'b', 'i', 'r', ' ', 'y', 'a', 'n', ' ', 'e', 't', 'm', 'e', 'k', ' ', ')', şeklindedir.
bir yana etmek, (bir yan etmek ) kelimesinin tersten yazılışı ' ) kemte nay rib( ,kemte anay rib' diziliminde gösterilir.

yabanileştirmek (-i) Yabani duruma getirmek, vahşileştirmek.
manyetik tambur a. bl. Yüzeyinde manyetik kayıt yoluyla bilginin depolanabildiği bir mıknatıslanabilir kaplaması olan dik bir dairesel
kaynaştırabilme a. Kaynaştırabilmek işi.
bir yan etmek bk. bir yana etmek.