bir odak

bir odak

bk. hemodak.

bir odak ile benzer kelimeler

bir başa bir göz ne kadar gerekli ise bir anneye bir kız da o denli gereklidir anlamında kullanılan bir söz.

herhangi bir olayı, bir işi, bir ödevi küçümsememek, önemle ele almak gerekir anlamında kullanılan bir söz.

hem ... hem: Denize bir konup bir kalkan martılar yüksekten avlarına bakarak haykırışırlar. -A. İlhan.

bazı durumlarda yardımcısız iş yapılamayacağını anlatan bir söz.

bir varlığa çok değer verildiğini anlatmak için kullanılan bir söz: Mercan Usta bir yana dünya bir yana. -Halikarnas Balıkçısı.

İng. principal focus

Sinema/TV. Koşut ışınların pozitif mercekten geçtikten sonra kesiştikleri, negatif mercekten geçtikten sonra ayrıldıkları nokta.

İng. principal focus

Bir merceğin ya da küresel bir aynanın bakış ekseni ile bu eksene koşut gelen ışınların kesiştiği nokta.

İng. differential focus

Sinema/TV. Bir görüntüde yalnız önemli bölümün seçiklikle görülüp geri kalanının odak dışı bulunmasını sağlayan odaklama düzeni.

lombard kredisi İng. lombard business Taşınır değerlerin veya ticari mallann rehine konulması karşılığı alınan kısa vadel
Yeniboyundurcak Kastamonu ili, Hanönü ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
triklabendazol İng. triclabendazole Karaciğer kelebeklerinin özellikle larvalarına karşı etkili benzimidazol grubundan bi
torbada keklik sf. Çantada keklik.
subendokardiyal İng. subendocardial Endokard altı, endokard altında bulunan.