aktarmak

aktarmak

(-i, -e) 1. Bir şeyi bir yerden, bir kaptan başka bir yere veya kaba geçirmek. 2. (-i) Bir şeyin yolunu, yönünü değiştirmek. 3. Bir lehçeyi başka bir lehçeye uyarlamak. 4. Toprağı altı üstüne gelecek bir biçimde iyice bellemek. 5. İletmek, bildirmek: “Derdini size aktarıp arınmış, sizi zehirleyip bırakmıştır.” -H. Taner. 6. Bir kitabı başından sonuna kadar okumak. 7. Birinin başka biriyle telefonla konuşmasını sağlamak. 8. (-i) Çatı kiremitlerinin kırık ve bozuk olanlarının yerlerine sağlamlarını koymak. 9. (-i) ed. Alıntılamak: “Onun yerine Salâh Birsel'in bir şiirini aktaracağız.” -S. Birsel. 10. ed. Kaynak kişiden derlenen herhangi bir parçayı kitlelere duyurmak ve yaymak. 11. ed. Tür değişikliği yapmak: Romanı dizi filme aktarmak. 12. bl. Bir tekniğe göre biçimlendirmek, uyarlamak. 13. tek. Üretilmiş olan bir enerjiyi, başka organlara iletmek.

aktarmak

1. Tarlayı ikinci kez sürmek. 2. Harmanda dövülen arpa ve buğday saplarını alt üst etmek.

aktarmak İng. transfer
aktarmak İng. endorse

Tecimsel belgitlerden doğacak hakları bir başkasına geçirmek.

aktarmak Fr. Citer

Tanık diye göstermek üzere veya başka her hangi bir maksatla bir metinden, kendi yazısına parça almak (AKTARIŞ, Citation).

aktarmak

Halıyı düzenlemek. (Karakabaca *Uluborlu -Isparta)

aktarmak, (akdarmak, ahtarmak, ağdarmak)

1. Yere sermek, devirmek, altetmek, yenmek. 2. Altım üstüne getirmek.

---

aktarmak ile benzer kelimeler

bağıl bağıl aktarmak Çok kusmak.

cangıldak aktarmak Suyu yahut sulu bir şeyi birden boşaltmak.

çatı aktarmak çatının kırık kiremitlerini sağlamlarıyla değiştirmek.

harman aktarmak Düğenlenen ekini yaba ya da dirgenle alt üst etmek. (-Amasya)

herk aktarmak Tarlayı sürmek, toprağı altüst etmek.

içeri aktarmak İng. import

kiremit aktarmak çatı aktarmak: “Geçen gün kiremitleri aktarmak için dama çıkmıştı.” -R. N. Güntekin.

topukla aktarmak İng. backheel pass Topu, topuk vuruşu ile takım arkadaşına aktarmak.

---