aklından çıkarmamak

aklından çıkarmamak

sürekli hatırlamak, unutmamak: Ben senin yengenim, amcanın karısıyım, bunu sakın aklından çıkarma! -P. Safa.

aklından çıkarmamak ile benzer kelimeler

unutmak.

bir şeyi yapmayı düşünmek, tasarlamak: Aklından geçirdiği gerçekmiş gibi telaşlanmıştı. -N. Cumalı.

düşünmek.

akla sığmayacak işler yapmak.

sevilen kimseyi unutmamak.

1) ses çıkarmamak: İşte bak, hücre kapısını çıt çıkarmadan araladı, yine bir şey diyecek. -A. İlhan. 2) hiç konuşmamak.

utandırmamak: Her yazdığımı tutan hocayı için yazdıklarımı daha ciddi bir öz eleştiri eleğinden geçirir olmuştum. -H. Taner.

bir şeyi hoş görerek karşı çıkmamak, itiraz etmemek: İnsanlar bizim bahçeye çağırdığımız arkadaşlarımıza bile ses çıkarmıyorlardı. -A. Kutlu.

'a', 'k', 'l', 'ı', 'n', 'd', 'a', 'n', ' ', 'ç', 'ı', 'k', 'a', 'r', 'm', 'a', 'm', 'a', 'k', şeklindedir.
aklından çıkarmamak kelimesinin tersten yazılışı ' kamamrakıç nadnılka' diziliminde gösterilir.

üçüzlenik damır Fr. Tricrote (pouls)
uçlandırmak Bir şeyi başkasının yararlanmasına sunmak.
taçlandırmak (-i) mec. Taçlanma işini yaptırmak: Silik tebessümünü nazik bir teşekkürle taçlandırarak çıtı pıtı cüssesini kucak
suçlandırmak (-i) Suçlu olduğuna karar vermek, suçlu olduğunu ileri sürmek: Ama onu hiç kimse suçlandıramaz. -Y. Z. Ortaç.<
suçlandırılmak (nsz) Suç yüklendirilmek, itham ettirilmek.