akkor ışıtaç

akkor ışıtaç İng. incandescent lamp

Yaklaşık olarak 1800 santigrat derecelerde ışık saçacak aklığa dek ısıtılmış ışıtaç.

akkor ışıtaç ile benzer kelimeler

sf. Işık saçacak beyazlığa varıncaya kadar ısıtılmış olan: Akkor kömür.

İng. incandescent, white hot

Yüksek sıcaklık etkisi ile ışıklı duruma giren cisimlerin özelliği.

İng.

İng. incandescent light

Madensel bir tel parçasının ışık saçacak aklığa gelinceye dek ısıtılmasıyla elde edilen ışık.

İng. incandescent light

Sinema/TV. İşlik aydınlatılmasında kullanılan, maden telin...

İng. incandescent lamp, incandescent tungsten lamp, inky, mini, midget

Sinema/TV. Akkor ışık veren güçlü ışıldak.

İng. ıncandescent lamp

Akkor ışık veren toplayıcı, güçlü lambanın bulunduğu ışıldak.

Fr. tube Coolidge à cathod incadescent

(fizik)

İng. incandescent (electric) lamp

Işık üretimi, elektrik akımı geçmesi ile akkorlaşan bir cisim aracılığı ile elde edilen lamba.

İng. naked lamp

İng. low voltage lamp, low tension lamp

Sinema Özellikle özenci göstericilerinde kullanılan, ufak boyda, yeğinliği değişmeyen, tüketimi az, çok ısınmayan, dayanıklı ısıtaç.

İng. floodlight, flood

Genel ışıklamada kullanılan, yüksek ışık gücü olan, merceksiz, .

'a', 'k', 'k', 'o', 'r', ' ', 'ı', 'ş', 'ı', 't', 'a', 'ç', şeklindedir.
akkor ışıtaç kelimesinin tersten yazılışı ' çatışı rokka' diziliminde gösterilir.

toprağı çekmiş sürekli olarak yaşadığı yerden kısa bir süre kalmak üzere gittiği başka bir yerde ölenler için söylenen bir söz.
ortikon ışıtaç İng. orthicon tube TV. Görüntü-ortikon ışıtacının ilk çeşidi.
korkunçlaştırma a. Korkunçlaştırmak işi.
konser ışıtaçı İng. concert border, X-ray Çerçeve dizi ışıkları içinde kullanışlı bir araç. 500 vatlık ışıtacıyla sahne ç
kohort çalışma İng. cohort study Aşı, ilaç, çevresel toksin gibi belli bir ajana maruz kalmaları durumunda oluşabilecek f