(birini) açığa çıkarmak

(birini) açığa çıkarmak

işinden çıkarmak.

(birini) açığa çıkarmak ile benzer kelimeler

ortaya çıkarmak, gözler önüne sermek, anlaşılır duruma getirmek: Yolsuzluklarını açığa çıkarması bardağı taşıtan damla oldu. -H. Topuz.

kim. ikiden fazla elementin birleşim işlemi sonrasında atom değerleri yüzünden dışarıda element kalmak.

birinden çok üstün olmak.

çok kızdırmak: Karşı taraftan konuşanın kolağası Mustafa Kemal oluşu hepsini çileden çıkarır. -F. R. Atay.

aşırı derecede övmek: Kadın dergileri bizi göklere çıkarıyorlardı, bunu da hak etmemiştik. -A. Ağaoğlu.

birinin yalan söylediğini ortaya koymak veya yalan söylememesini sağlamak.

sinirlendirmek, öfkelendirmek: Herhangi bir hastada aldığı tedbirlere rağmen beklediği sonucun doğmaması onu zıvanadan çıkarırdı. -A. İlhan.

huk. aklandırmak: Sonra kendini büsbütün temize çıkartmak için üstünün ve eşyasının aranmasını istedi. -R. N. Güntekin.

'(', 'b', 'i', 'r', 'i', 'n', 'i', ')', ' ', 'a', 'ç', 'ı', 'ğ', 'a', ' ', 'ç', 'ı', 'k', 'a', 'r', 'm', 'a', 'k', şeklindedir.
(birini) açığa çıkarmak kelimesinin tersten yazılışı ' kamrakıç ağıça )inirib(' diziliminde gösterilir.